Dünyanın yedi harikasından Sfenks’in gözlerindeki elmas ışıltısında (kimsenin tanımlayamayacağı) sevgin,
Babil’in asma bahçelerinde bir üzümün buğusundaki duygusallığın,
Mısır ehramlarının gizeminde saklı hırçınlığın ile ömrümün karalandığı o yaşam defterinde kemikleşmiş birkaç güzel sayfadan biri oldun...
Anamın, bacımın çıkarsız sevgileri bir yana, senin dostluğun ve içindeki yalın sevgin, o bitmeyen-tükenmeyen çıkarsız sevgin bir şeyler öğretti bana bu İstanbul şehrinde...
Senin dostluğunu; içkime, sigarama ve kalabalıklar içindeki yalnızlığıma katık ettim hep...
Sevmeyi öğrendim...
Başka bir canlı için acı çekmeyi...
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!