07 HaydiMasala: Bizim Robotun Öyküsü

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

07 HaydiMasala: Bizim Robotun Öyküsü

1/:
Ben demirden robotum,
Gözlüğümse camdandır,
Dünyalı dayım olur,
Uzaylılar amcamdır.
2/:
Doğdum bir hurdalıkta,
Vücudum pense izi,
Bilinmedi değerim,
Terk ediyorum sizi.
3/:
Pasaportum cebimde,
Ver elini masalcı,
Metal tahta oturdum,
Başımda kral tacı.
123/:
Bu bir masal tekeridir şiirin arkasından. Kaf dağı ile Kaf çölünün arasından yekinir. Var varadan geçer. Sür süreden koşa gelir. Bilir bütün tarihini ülkesinin. Herkesin dilindedir. Adı masal masal manikidir. Ya da masal masal matitas... Onu görür bir hal olur mutfakta. Rafta bir kıpırdanma... Yalpalanma tel dolapta... Kalaylanır bakır taslar. Paslar kalmaz, ne kaşık, ne çatalda.
***
Tan atanda ülkede, sallanır bir kutlu el. Kaf dağında bir güzel. Alıverir nazikçe şehzade selamını. Sürer çıkar masaldan sürerek kervanını. Günler biter. Yol bitmez. Kervancı başı susuz. Uykusuz develer aç, zavallı merkepler açık... Kuyuya bir taş atmış, bir olup on üç kaçık. Su der inler yolcular. Potuklar ağlaşırlar. Üzülür bizim sultan kız bu duruma tabii ki. Öyle ki kapamış gözlerini. Çevresine bakamaz. Kervancı başı düşmüş kuyuya, uğraşır da çıkamaz. Bir ebabil halsizdir. Pır pır eder uçamaz.
***
Koşar gelir şehzade. Elinde demir asa... Demirden ayakkabı... Ancak kesilir birden, koştuğu yol aniden. Şehzadenin önünde kocaman bir altın kapı. O kapıyı açamaz. Kapının ardında kırk gözlü köprü. O köprüden geçemez. Kalır oracıkta öylece. Bence geri dönmeli. Neden mi? Çünkü duyulur bu durum. Anında tüm ülkede. Hatta sarayda bile. Anası hasta yatar, düşer yorgan döşeğe. Babası acı çeker, kıvrılıp bir köşede.
***
Şehzade ise altın kapının önünde. Başı ellerinde. Olanları bir yana, olacakları karşıya koyar. Günlerce kafayı yorar. Halini, ahvalini fikir kantarıyla tartar. Sonra haykırır dört bir yana: Yetiş Keloğlan kurtar.
***
İki bir dedirmeden atla gelir bizim kel. Bakar ki örtük bir altın kapı... On okkalık gümüşten altın kapının sapı... Beklemez atar el... Ardından da bir omuz... Kapı olur tuzla buz... Sorar padişahın oğluna: Biz bu kızı neyleyelim? Söyle masalını dinleyelim. Masala gelir sıra. Bir varmışla başlanır. Bir yokmuşla sürer yol. Dol kara bakır dol...
***
Masaldır bunun adı. Dinlemekle çıkar tadı...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 21.8.2006 08:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat