1/:
Masal ektim tarlama,
Uzun kış gecesinde,
'-mış, -miş' sürdüm yarama,
Sözün her hecesinde.
2/:
Masal sözü sihirmiş,
Kapıların önünde,
Para dediğin kirmiş,
Kralların elinde.
3/:
Uzun etme masalcı,
Sözünü süz de söyle,
Masalın neden acı,
Yakar dilleri böyle?
4/:
Bize soylu söz gerek,
Sevmeyiz zulümkârı,
Baklava dilimleyerek,
Söyle şu masalları...
1234a/:
Bir Varmış'ın bir oğlu olmuş.
Oğlunun adını annesi, 'Masal Oğlan' koymuş.
Beğenmemiş bu adı bilge ninesi:
'Saman Kalburu' olsun, demiş.
Onu da aksi dedesi hoşlanmamış.
1234b/:
Her kafadan bir ses,
Her ağızdan bir nefes çıkmış.
'Eski Hamam' olsun demiş kimi.
Kimi de 'Cin Ciridi'
Yok 'Tellâl Deve' olmalı,
Yok 'Berber Pire' olmalı derken,
Annesi hiçbirini beğenmeyip
Takvim yapraklarının tılsımlı ülkesine
Yeni ve güzel bir isim bulmaya giderken
Yolda tek başına gezinen bir masala rastlamış.
Masal onunla tanışmak istemiş, sormuş adını.
'Bir Varmış.' demiş anne.
Masal eklemiş 'Bir yokmuş.' diye.
Anne, oğluna bir ad bulmanın sevinciyle
İzinin üstüne dönüp evine gitmiş.
Oğluna 'Bir Yokmuş' adını koymuş.
1234c/:
Biz de gidelim mi Kaf dağındaki eve?
Ve bir masal anlattıralım mı oradaki koca deve? ...
Kayıt Tarihi : 28.3.2006 14:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!