Söyler misin, biraz erken gelmedi mi sonbahar?
Hani yapraklar yeşilken mevsim bahar olurdu?
Oysa, şu deli gönlümde yeni açmıştı ezhar;
...Kayboldukça ümitlerim, içerim kahrolurdu!
...Ah! O canım gençliğim hiç tükenmese no'lurdu?
Şakaklara karlar yağmış, tepeleri buz tutmuş...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sn. Halil Şakir Bey,
Çok çok başarılı şiirinizi okurken, aklıma Ahmet Haşim'in hüzünlü sembolik şiirleri ve anlatım tekniğindeki dilimizi kullanabilme gücünün yetkinliği takıldı. Gerçekten taktir edilecek başarılı özgün bir çalışma olduğu, yetenekli ve güçlü bir kalemden yoğun emeğin karşılığı olarak gerçek sanatsal değere ulaştığı açıkça belli oluyor. Kutluyorum...++
Sevgiden ve güzel duygulardan yana
kaleminiz ve o güzel duyarlı yüreğiniz
hiç incinmesin böyle güzel eserleri
bizlere sunduğun için doyulmaz bir paylaşım
yürekten alkışlıyorum sen sevgili kardeşimi
kutlarım başarılarınızın devamını dilerim
Tebrikler Üstadım!
Pek akıcı, derin manalar ihtiva eden, nadide teşbihlerle süslü,tahassür, hüzün ve sitem dolu bir şiirdi.
Allah c.c. size, sevgiyle çarpan yüreğinize ve kaleminize zeval vermesin.
100+heybem.
Selam ve muhabbetler
Güzel calışmanızı antolojime aldım hocam kutlarım saygılarımla
Güçlü kaleminize ve şahsınıza saygımla efendim.
Gönülden kutluyorum.saygılarımla+10
Çok güzel bir paylaşımdı, kutluyorum içten...
Söyler misin, biraz erken gelmedi mi sonbahar?
Hani yapraklar yeşilken mevsim bahar olurdu?
Oysa, şu deli gönlümde yeni açmıştı ezhar;
...Kayboldukça ümitlerim, içerim kahrolurdu!
...Ah! O canım gençliğim hiç tükenmese no'lurdu?
Şakaklara karlar yağmış, tepeleri buz tutmuş...
Bölük pörçük anılarım kaybolmaya yüz tutmuş!
Hayatımın sayfaları, bir kaç karış toz tutmuş;
...Bir bilseydim benim için hayrına kim solurdu?
...Ah! O canım gençliğim hiç tükenmese no'lurdu?
O, rengarenk güllerimin hepsi dalında soldu...
Kader benim yollarıma hep diken olup doldu!
Taze açmış yapraklarım kuruyup gazel oldu;
...Anlamak güç, yaprak nasıl yeşilken savrulurdu?
...Ah! O canım gençliğim hiç tükenmese no'lurdu?
Söylesene kader seni kime şekva edeyim?
Bahar ne ki, kış kapıda, şimdi nere gideyim?
Kaderimin oyunu bu, naçar kaldım nideyim?
...Bulsaydı bir tek çıkar yol, gönül neva bulurdu?
...Ah! O canım gençliğim hiç tükenmese no'lurdu?...
Her yaşın tadı farklı olsa da gençlik bir başka...Alkışlarım şiirinize, çok çok güzeldi...Kutlarım üstadım, saygılarımla...
Üstadım,
8+7 Lik hece şiirinden mükemmel bir örnekti...
Uyak sözcüklerinin seçimindeki ustalığın şiire kattığı ses ahengi de, şiirin ziyneti olmuş.
Ayak dizeleri de, bana, Cahit Sutkı'nın 'Yalvarıp yakarmak nafile bugün' deyişini çağrıştırdı...
Bu güzel şiiri ve sizi gönülden kutluyorum.
Saygımla, sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
Gene çok şık,gene çok sağlam bir şiirdi...Kutluyorum sayın şair,saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta