Onur BİLGE
“Peri Kızı,
Keşke mücevher ustası olsaydım, dokumacı olmasaydım! Burada böyle ağaç parçalarına şekil veren bir Oyuncakçı Dede olacağıma, ünlü bir heykeltıraş olsaydım! Mermer yerine devasa mücevher parçalarını işleseydim. Her defasında sen çıkardın, tüm ihtişamınla elimden. Her defasında farklı bir taşın değerine değer katarak, her birinde şah/eser olarak… Pırlanta, zümrüt, yakut, elmas, safir, topaz… Kristal da olabilirdi. Neden olmasın!
Keşke bir mücevher yapan birisi olsaydım. İnce ince kesseydim cevahiri, platinle işleseydim. Yeni tasarımlar yapsaydım senin için, eşsiz mücevherler… Her gün bir tanesini armağan olarak verseydim sana. Avuçlarımda pırıltılar, gözlerimde ışıltılar… Hiç para kazanmasaydım, sadece gönlünü kazansaydım, yeterdi bana!
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta