05Gazel Yazmaya Durdum Gılman Aşkına

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

05Gazel Yazmaya Durdum Gılman Aşkına

Apostol'la Dört Yüz Birinci Sayfa

1/:
Selam sana hazreti pir!
“Hu! ” der dervişan şimdi semah dönerken,
Hacıbektaş yollarında kumrular öter,
Ben öterim şiirin en kozmik saçağında…
Zatını ve yaranını anarak,
Karararak rak ka da rak rak…
Keyifsiz ve ayarsız uyaklar alemindeydi divit ucum,
Tüm suçum gazel ırlamak sabahın seherinde,
Öyle mi a be Acemyan?
Mistik matematiğin en kutlu rakamınca Pitsagor,
Akademya hendesesinde Mimar Sinanlardaydı alnım.
Yani şahım,
Daha da aydın olsun doğuştan aydınlık olan gözün,
Özün arsız, sözün ayarsız oluşu yaman şey,
İşte nihayet onlardı,
Ki akan yıldızlardı onlar samanyolunda,
Ellerinde şiirin ve içrek aşkın lahuti beratları,
Altlarında sfenks misali buğday yeleli atları,
Arkalarında özlem ağıtları,
Şakırtılar arasında doğacaklar güneş ilinden,
Bir gelinden farksız püskülleriyle,
Ve özgür adımızı çağıran senfonik türküleriyle,
Gelip geçecekler bir başka boyuta şahım.
Kimler mi?
Henüz yaşamadığımız zamanın evlatları...
2/:
Ve ey aşk ve şiir sever zaman ehli...
İşte böyle bir hikayettir ki benimkisi de hayal evreninde:
Alemleri buz rengi, baranileri cam göbeğiydi. Ellerinde son cinayetleriydi. Kanlı gaddareleriyle geliyorlardı saliselere basa basa. Apostol da tanıyordu yeni gelen ezoterik şövalyeleri ki: 'Zaten sizi ve üç zamandan beri gelmenizi bekliyordum.' diyemiyordu. Çünkü beklemiyordu deyyus. İnanın ben şahittim altı oyulan mabetin ağıtına. Son Ogan'ın vereceği bir şey varmış anlaşılan bizimkine. Dağarını yokluyordu hoyrat bir hamaratlıkla. Sonra... Buluyordu aradığını. Papa Pius! Sus yapıyordu şövalyeler duymasın diye. “Sana hediye,” diyordu fısır fısır. “Nasıl? ” Bir kupa ateş suyu karşılığında. Sonra... O da içiyordu benim gibi. Yani herkese özenerek...
3/:
Böyle bir hikayetti benimkisi de işte.
Yazmıştım hesabdarı olduğum insün son anlarını,
Yeniden yontarak mesnevinin piramidini elmas nacaklar ile.
Şiire rüşvet vermiştim yüreğimdeki son retorik kırıntılarını,
Grameri en yumuşak yerinden vurarak kafiye kalibresiyle,
Kanımla boyayarak diyalektik kavlaklarını,
'Lan barba ikiletme de doldur,” demeye sıra gelmişti.
“Şıradan olsun itin ölümü, atın ölümü şeytan suyundan...'
Diyordum yolun ya da şiirin istablize yolu sonunda...
Ardından kevser içmeye hevesleniyordum vildanların elinden,
Ve gazel yazmaya duruyordum gılman aşkına.
Şiir burada tek ilaç ve emdi canda açılan kan oluklarına.
Ve ey şiir ve aşk sever cananoğulları,
Yazılan son aslında bidayetti...
***

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 11.1.2011 13:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat