Gurbet, sen değil misin hep yolları gözleten?
Gitmiyor işte s ı l a bir nebze havsaladan!
Bu hasretlik değil mi, buram buram özleten?
Ses gelmez, bir çıt bile çıkmaz hattı baladan...
Kim geçti önümüze, yolumuzu kim kesti?
Şu karşı ki dağlardan bir soğuk rüzgar esti!
Oysa, tüm beklediğim, sımsıcak bir nefesti;
Ay ne ki, yıllar geçti, haber gelmez sıladan;
Yaran ile arama taş duvar ören dağlar...
Hasret burnumda tüter, yok ki hiç gören dağlar!
Hani, var mı bir haber salıp da soran dağlar?
Ne anladım ki şimdi sanki bu hasıladan?
Çıkın aradan dağlar, ben sılama varayım!
Geçecek bir yol mu var, daha kaç yıl arayım?
Ellerim gökte kaldı, ya nice yalvarayım?
Çıkmadı mı ki hala ruhsat Hak Tealadan?
Antalya-2013/11
TDK:
havsala: kavrama, anlayış, akıl, iz'an...
hattı bala: doruklardan geçen çizgi, göz erimi...
ruhsat: izin, müsaade...
hasıla: bir işten elde edilen sonuç.
Kayıt Tarihi : 28.11.2013 21:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
RUBAİ: Sen değil misin gurbet, hep yolları gözleten? Canı, cananı her gün buram buram özleten... Ay ne ki, yıllar geçti, haber gelmez sıladan; Hep hasretlik değil mi, yürekleri sızlatan? aaxa formu...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!