Onur BİLGE
“Elin Kızı,
Zamanla alışıyor insan insana, insan eşyaya… Bir odadaki duvar saatine baka baka mesela… Yerine başka biri asılsa da dolduramıyor o boşluğu. Onun için vazgeçilemiyor, değiştirilemiyor, yapışıp kalıyor hayatımıza.
Evlere bırakılan, hoşnut kalınırsa satın alınan eşyalar ya da hayvanlar vardır. Yavaşça girerler dünyamıza ve usulca yer ederler kendilerine. Bu bir demet çiçek olur, masanın üstündeki vazoya konan ya da evin içine bırakılıveren bir kedi yavrusu… Birkaç gün yeter alışmak için. Çiçek vazonun mütemmim cüzü, kedi yavrusu aile bireylerinden biri haline geliverir. Haydi, gel de vazgeç!
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman