Onur BİLGE
“Esir Prenses,
Bir akşam yemeğe davet etmiştin ya beni. Annenle tanıştırmak istemiştin. Babandan ayrılalı beş yıl kadar olmuş. Annen bile arkadaşlık etmek istemedi benimle de anneannenle yarenlik ettik. Demek ki ben senin annenin bile akranı değilmişim. Ne acı!..
Anneannenle çok samimi olduk. İstanbul’dan bahsettik. Eski halinden… O güzelliklerin maziye karıştığından söz ettik. Şair kişiliğimle ilgilendi. Şiire meraklıymış bir zamanlar, bir şeyler karalarmış. Bir şiir defteriyle bir de hatıra defteri varmış. Kilitli olmasına rağmen geceleri yatağının altına saklarmış. Hayalleri bitince, beklentileri gerçekleşmeyince, hele bir de hiç istemediği birine gelin edilince, baba ocağından çıkmadan önce ikisini de yırtıp sobada yakmış.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta