Apostol'la İki Yüz Beşinci Sayfa Dibacesi
1/:
Sanaydı yazılanlar kadim metinlerde,
Ve kavak kabuklarına dil bıçaklarıyla şehinşahım.
Kuyuların dibine atılan Yusuf’tu bir yanıysa yüreğimizin,
Öte haznede biriken suyun ve Şuayb’in tortusu...
Özüydü oysa buralarda aşkın, acılı gözyaşı,
Yüreğinin oyunlarından bıkan adamın,
İstemeden baş vurduğu sığınak.
Haydi mirzadem seç yaaran olacağın yıldızları,
Dalıyor bak gözlerindeki denize sevdalı martı kuşları.
Hangi saat sevdanın zamanını gösterir?
Hangi şafak hayatı ya da mematı?
Sabah erken,
Ancak ehli olan anlar tekrarın bereketini,
Bir teheccüt sonrası uçan halısında bağdaş kurmuşken...
2/:
Boşlukta sallanan kandillere bakarım da şahım,
Yüreğimdeki boşluğa hiçbir anlam veremem.
Sayamam masalın dizi dibine oturduğumuz saatleri, Hangi vardiyadan sızar bereket ve aşk?
Kim yağdırır avucumuza bunca bereketleri? ...
***
Sen biliyorsan eğer mirzadem,
Geçelim mi el ele tarihi Yozgati’ye?
Ve ey şiir ve aşk sever ademoğulları...
Burası paralel mekan... Zamanınsa antisi... Kadehime doldurduğum kışkırtıcı ve ıssız gecelerin ay ışığıydı ol sebeplen. Ve içsem olmazdı, içmesem olmaz... Tarihi bir evvelki istasyonda noktalamıştı amcam Heredot. Kozmik bir devecinin yedeğinde ulaşmıştık buraya. Kafilemizde bir manga tapınak şövalyesi. Ensesi yeleli kuzeyli savaşçılar... Mitraslı keşişler ve Apolloniuslu sanemciler... Kara maşlakasını bürünmüştüm ben de can alıcının. Acının en koygununu yaşaya yaşaya bir meyhaneye ulaşmıştım. Kervandan ilk çıkan yaşlı bir gılmaniydi. Şimdi omega kanalının tam altına denk gelen gizemli bir minderin üzerinde oturuyordu. Ve kara sahtiyandı oturduğu yaygı. Belki de bu yüzden karanlıkta kalıyordu. Ve gözünden kaçıyordu bir gözü kör olan sarı şeytanın. Her anın ayrı bir anlamı olmalıydı. Ama bu lisanı anlamam zordu... En iyisi ben kendi lisanımca durmalıydım şiirin divanına...
***
Bu güne ve yarına bir gölge düşer evvelki günden,
Derin bir çentik atılır sufi fiziğin keskin ucuyla,
Takvimlerin yaşanılmış milatlarına zoraki.
Ve döner mayalar iksir vahalarının kışkırtıcı yeşilliğine,
Ben sekirat piri barbaya dönerim.
'Lan barba ikiletme de doldur,” derim.
Keskin şıradan olsun Ürdün itinin ölümü
Ammanlı atın ölümü şeytan suyundan...'
İlham mı gerek ay altında şiir yazıcılarına,
Ya da doğmanız için karanlıklar içinde ey şiir ceninleri?
Gani kardeşinizde ve kırk harami masallarında,
Sayın ki yürekler yüzer Umman denizinde...
Kayıt Tarihi : 8.10.2006 10:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!