1/:
Burası,
Ya son duraktı beşer için,
Ya da zaman kardeş için ilk istasyon...
Big bangın giderek uzaklaşıyordu yankısı,
Her şey altın hücrelerden örülüyordu teker teker.
Usta çok ustaydı doğrusu.
Bu hususta üstüne yoktu sanırım.
Elleri Adem çamuru, şakakları duru suydu.
Su da hamarat bir ana gibiydi teknesinde zamanın.
Köpürüyor sonra duruluyordu.
Boyuna kendini doğuruyordu.
Suyun karşı yakası Kartaca diye bir diyardı. Hannibal fillerine kavut topu yutturuyordu Atlas tümseklerini aşmanın çılgın kurban bayramı arefesinde. Sonra zehir gibi Akdeniz suyu içirtiyordu hortumlar efendisine. Meyhanenin pastörü yani Apostol doldurup doldurup boşaltıyordu gezden gözden arpacıktan üzüm suyunu. Mariye ise bir kasaba azizesi gibi Bibel'den bablar tekellüm ediyordu da ne yapıyordu sanki henüz ilk inisiyeleri bile yoktu görünürde. Şiirin gulamının ruhu yerlerde sürüm sürüm sürünüyordu her dem olduğunca. Dörtlüklerin şahı ise çok uzaklarda mesela yan barda ya da Aborcinler arasında bir bambu köyünde birasını yudumluyordu belki de.
2/:
Yani tam mektup yazma zamanıydı.
Meyhane tenha sayılırdı.
Çünkü henüz vizigotlar yoktu.
Vandalların korkusu bundandı.
Lombardlar henüz çıkmamışlardı sahne-i tevarihe.
Ve Sakslar gelmemişlerdi içip içip zıbarmaya meşe masalar cenahına.
Yani Apostol bir alem adamdı. Meyhanesi bir alem. Bir Hindi gulam tutup kaldırmak istiyordu ruhunu yerden velakin beceremedi. Yardım isteyecek birini aramaya başladı gözleri Alaska civarında... Bulamadı ama. Bulamazdı da. Sonra bir ceylan avladı ve derisinden bir parça aldı keskin gaddaresini kullanarak. Uganda'da cangıl ormanlarındaki bir safaride yaptı bütün bunları. Sonra sivrilttiği bir kamış parçasını macenta renkli kanına batıp batıp yazmaya başladı.
2a/:
Bir Atlantis birası içti.
Bir Mu medeniyetini düşündü.
Bir Heredot'u yazdı.
Bir Atlantik suyu içti.
Bir daha yazdı Homeros'tan.
Türeyiş destanına uzandı bir ara,
Manas'ın gözelerine daldı.
Zaloğlu Rüstemden kötek yedi okkalı tarafından,
Alper Tunga'dan it yese kudurur laflar işitti.
Döndü kızgın çöllere Leyli Mecnun'u yazdı.
Sayın ki iğneyle kuyu kazdı...
Sonra patladı bir kum fırtınası,
Kendi çavdı gitti bir yana,
Devesi bile azdı...
Bu arada ben de içiyordum anasını satıyım.
'Lan Barba ikiletme de doldur,
Şıradan olsun itin ölümü,
Atın ölümü şeytan suyundan...' diyerek...
Kayıt Tarihi : 10.4.2006 12:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!