genç çocuk bakıyordu kızın yüzüne,yanlarında arkadaşları vardı bir italyan kafesinin içindeydik...her yer ağır klasik mobilyalarla döşeliydi.yediklerimizden veya içtiklerimizden zevk almıyor gibiydik...tek başıma oturuyordum masada o çocuk ve kıza bakıyordum...çocuk kıza birşeyler söyleyecek ama yanındakilerden çekiniyor görünümü veriyordu..ve en sonunda yalnız kaldılar...elimde eski bir roman vardı okumaya çalışıyordum ama aklım onlardaydı...kız dedi ki anlat bakalım! çocuk irkildi...ve dedi ki seni seviyorum...bu onların duraksamasına neden oldu...kız bekliyor gibiydi bu kelimeleri...çocuk bu kadar çabuk söyleyeceğini hiç düşünmemiş bir tavırla...ben ne yaptım? der gibi bakınıyordu...Aşk her zaman kutsaldır dedi çocuk ve ben seni bu kutsallıkla seviyorum...sıra kıza geldi biliyordum! dedi kızın gözleri doldu ve masadan kalktı...genç çocuk sendeledi...onu farkettim...peki şimdi ne oldu...Açıkçası bilmiyorum...
her zaman ki gibi acı yada tatlı güzel yada çirkin gibi iki seçenek bırakarak gitti genç bayan...Eğer o saatten bir süre sonr aşk başladıysa iki insanın mutluluğu olacaktır...belkide paylaşılacak ve bitecektir...ya da genç çocuğun aşkı o anda alevlenip genç bayanın Biliyordum? cevabıyla sönecekti...
gerisini hiç öğrenemeyeceğim...
bana bu iki insan geçmişte yaşadığım aşklarımı hatırlattı...onlar gittikten sonra ben romanımı masaya koyarak düşünmeye başladım...eski sayfaların hepsini açarak...
farkettim ki yaşadığım aşklarımı delice sevmişim...hiç yenilmemiş hayata sevgilerim...yenik düşürmemişim...kocaman sevmiş,umutlar ekmişim...gecelerimi şarkılarla süslemişim...terkedenler içimde hep birşeyler bırakmış...üzülmüşüm...terkettiklerim içimde hep bir pişmanlık yaşayamadığım için bir burukluk oluşturmuş...terkedenler gibi terketteiklerimde kalbimde ayak izlerini bırakmışlar...ondan dolayı kimseyi unutamadığım...unuttum derken bir olay,eski bir şey kalbimin gizlerine sürüklüyor beni...orada karşılaşıyorum bırakılmış gelip geçen bütün ayak izleri ile...birden bir suskunluk oluyor bir iç geçirme...
sonra o kafeden çıktım evimin yolunu tuttum...sokakların her tarafında bir anı telefonlarda silmediğim bir mesaj...
evdeyim...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta