Onur BİLGE
“Sevgili Gelincik,
Nasıl gelin oldun sen Gelincik? Formayı çıkarır çıkarmaz gelinlik giydin. Kırlarda bayırlarda, tarlalarda ekinler arasında papatyalarla birlikte kendiliğinden çıkan gelincikler gibi narin ve zariftin. O kadar naif ve kırılgan… Sanki İstanbul kızı değil de bir yaban güzeliydin! Anası toprak, babası yağmur… Hangi acımasız el kopardı seni incecik dalından? Hangi hain rüzgâr dağıttı o narin al yapraklarını? Hangi gaddarın avuçlarında kana boyandın?
İncecik köklerle tutunduğun haşin ve çorak topraktan gıda emmeye mecalin yokken, nasıl yoldu seni yerinden yurdundan, götürdü o soysuz soytarı, gurbet ellere? Daha dün yeşil bir tomurcuktun, yeni çıkıyordun kınından, henüz açıyordun taç yapraklarını, daha beyazdan pembeye yeni dönmüştün. Taç yaprakların oldukça ince ve ütüsüzdü. Olanca güzelliğinle açmamıştın bile, henüz sermemiştin alını yeşilini gözler önüne. Bütün gücünü derslerine vermiştin. Diplomanı alacaktın her şeyden önce, bir güvencen olacaktı.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta