Onur BİLGE
Uykumun tavana çıktığı, sabaha kadar bir türlü göz kırptırtmadığı, sarı ışıklı sokak lambasıyla aydınlanan perdenin ardında, o alacakaranlıkta yatağımda sırtüstü uzanmış, gözlerimi tavana dikmiş vaziyette tahtaları ya da uyuma gayreti içinde gözlerimi yumarak hayalime çağırdığım sürüdeki bembeyaz koyunları birer birer çitten atlatarak saydığımı, sayma sayıları sonsuza uzandığı halde bir türlü sızıp kalamadığımı söyleyecek değilim, bu tamamen yalan olur hem de kuyruklu yalan… Tam teheccüd vakti uyandırıldığım halde dörderden on iki rekât namaz kılacağım yerde gecenin en kıymetli saatlerini dünyevi işlerle zayi ettiğimi zaten gayet iyi biliyorsunuz. Işıktı, âşıktı derken, yazarken çizerken nasıl sabah olduğunu bilemedim!
Mel’un, zerre kadar taviz vermiyor, işini asla aksatmıyor! Bu yönden bakılırsa cenneti benim gibi gafillerden çok hak ediyor. Görevini tıkır tıkır yapıyor, bin bir bahane üretmesine de gerek kalmıyor.
Gece yarısı beni tatlı uykumdan uyandıran melek de olabilir, şeytan da… Ukbaya yatırım yapmış olsaydım, ilkinin uyandırdığını söyleyebilirdim. O zaman harcadığım vakit boşa gitmemiş, dolayısıyla da savunma yapma gereği hâsıl olmamış olurdu. Şimdi tek seçenek kalıyor ki o da ikincisi…
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta