Karacaören Kültürü
Bütün köylü toplanmış büyük bir kalabalık var
Yukarı pınarın yanındaki sokunun başı sanki dar
Canı cananın gözlerinde, siyim siyim yaş akar
Kutsi dualarla asker uğurlayanları gördüm
Unutulmaz meşhur Çanakkale zaferinde
Mutlaka en az bir şehidi var her hanede
İsimsiz kefensiz gömülmüş cephede
Yakını için ağıt yakanları gördüm
Kurtuluş savaşında verdi yüzlerce şehit
Askeri kütükler buna belgeli şahit
Gazi olup istiklal savaş madalyası alan
Süleyman Eroğlu ile Halil Ceylanı gördüm
Köye davul zurna gelmiş çok güzel çalmakta
Mahalledeki tüm çocuklar sağa sola kaçmakta
Ustalar gelmiş sünnetçi diye bağırmakta
Sünnet olurken tavuk gibi çırpınanları gördüm
Yıl içinde cenazesi olanlar tek, tek gezildi
Okutuldu Kuran, alındı yas, müsaade istendi
Düğünümüz var diyerek davetiye verildi
Ahide şekeri ile okuntu dağıtanları gördüm
Değirmenlik tutulup un öğütüldü
Üç gün düğün ekmeği yufka yapıldı
Eşek sırtında heybelerle yemek tabağı toplandı
Kaplara işaret koyan komşuları gördüm
Besiye ayrılan koca bir tosun etlik kesildi
Sofada özenle saklanmak için ayrıldı kellesi
Kavuğu çocuğun, kuyruğu çobanın, çarık olacak derisi
‘Düğün kahvesine’ davet edilenleri gördüm
Başladı düğün dernek dua ile bayrak kalktı
Köyün gençleri her çeşme başında fasıl yaptı
Tombul İsmail’in konağının damına
Kelle atarken Çete İbrahim’i gördüm
Düğün yemeği için sofralar kuruldu
Köylüler halka, halka sofra başına oturdu
Toplandı yemek parası, listeler sunuldu
Düğünlerin baş yasakçısı, Güzüllü’yü gördüm
Pek neşeli gaydalı çalıyor davul zurna
Karacaören’li çevirmiş büyükçe bir halka
Gençler haykırırcasına atıyordu nara
Düğünlerde tura oynayanları gördüm
Atlar süslenip kuyrukları bağlandı
Herkes neşeli hem de çok heyecanlı
Karacaören’li bütün delikanlılar toplandı
Düğünlerde cirit oynayanları gördüm
Üç gün üç gece yapıldı çok büyük eğlence
Hele birde köy gençleri birleşip kayın gelince
Kız evi kardeş yolu diye diretince
Yol için yapılan çetin pazarlıkları gördüm
Süslendi atlar arabalar gelin alınmaya gidildi
Sergilenen çeyizler ata arabasına yüklendi
Çıkamadı gelin, sandık üstü denildi
Bahşiş için yapılan münakaşaları gördüm
Gelin geldi eve oğlan evi neşe içinde
Tüm yakın akrabaların eli, atın dizgininde
Gelin bana münasip ben indireceğim diye
Kıran kırana mücadele ile gelin indirenleri gördüm
Âmin denildi yapıldı dua yüksek bir sesle
At üzerinden indirildi gelin nazikçe
Tekrar başladı kızlar için büyük bir eğlence
Ayna çalıp türkü söyleyen kızları gördüm
Yakın arkadaşlarınca çağrıldı sağdıçla damat
Güvey başı akşam yemeğine çıkarıldı davet
Kırılırcasına yapıldı o eşsiz muhabbet
Güveyi kurtarıp gidenleri küllenip sulanırken görüm
Yatsı namazı edildi eda yapıldı dua
Tüm gözler çevrildi saygıyla imama
Hoca başladı kısa öz bir nasihate
El öpüp vedalaşan damatları gördüm
Damat sağdıca teslim edildi
İşin en zor acı tarafına gelindi
Güvey acımasızca iğnelenip çimdiklendi
İğne çimcik, yumruklarla gerdeğe girenleri gördüm
Ramazan ayı gelmeden tatlı bir telaş başlar
Toplanır kadın kız, yufka ekmek erişte yapar
Yufkanın kokusu yayılır burcu burcu kokar
Erişte yapıp tandırda kavuranları gördüm
Her mahalleye davulcular tutulur
Davul yok, yerine teneke çalınır
Sahur da her evin kapısına tek tek vurulur
Tüm horanla sahura kalkanları gördüm
Sahur yemeği bol tereyağlı erişte
Hele birde pekmezde katılırsa içine
Doyulur mu artık o eşsiz lezzete
İştahla erişteye kaşık salanları gördüm
Yufkadan ince ince kadayıf kesilir
Fırın yok tandırda güzelce pişirilir
Kokulu şeker şerbeti hazırlanır kerpiç ocakta
Tandırda yemek yapan hanımları gördüm
Her gün iftara davet edilir fakir fukara
Mevlit okur her davette mutlaka hoca
Pembe renkli şerbet içilir yemekten sonra
Oh! Çekerek şeker şerbeti içenleri gördüm
Akşam ezanını okudu hoca
Tüfeği patlattı hemen topal Rıza
Çocuklar koşarak bağırıyor heyecanla
Yiyin ho! Yimeyin ho! Diyenleri gördüm
Camiye yakın sokaklarda gençler toplanır
Tüm delikanlılar pilli el feneri kullanır
Kendi aralarında ışık yarışı yapılır
Benim ışık daha iyi diye iddia edenleri gördüm
Kimi fener, kimide lüksünü yakar
Teravih için cami yolunu tutar
Lüksün yeri hazır camide hemen takar
Huşu ile teravih namazı kılanları gördüm
Her arife günü ikindi namazından sonra
Tüm halk toplanır gidilir kabristana
Huzur içinde okunur Kuran, yapılır dua
Mezarlıkta dua edenleri gördüm
Bayramdan önce tandırlar yakılır
Kurulur kazanlar bolca su ısıtılır
Tüm çamaşırlar bir güzel yıkanır
Mis gibi sabun, kil kokan çamaşırlar gördüm
Bayram namazı için halk camide toplanır
Sevinç, huzur huşu içinde namaz kılınır
Bütün köylü camide sırayla bayramlaşır
Bahşiş ve şeker toplayan çocukları gördüm
Borborunbekir
Bekir ÖzcanKayıt Tarihi : 27.12.2013 00:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Doğduğum yer olan, Kırşehir İli, Boztepe İlçesi, Karacaören Kasabası'nın "Anadolu'nun Kültür Derysaından Karacaören Damlacıkları" adı altında"denizden katre misali" küçük bir kültür damlası olan ve bu kültür hazinesinin, hasret ve özlemin, his ve duygulara şiirsel olarak yansıması
![Bekir Özcan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/12/27/041-kirsehir-boztepe-karacaoren-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!