Onur BİLGE
Hasan ifade verecekken durum yön değiştirmiş, İpek Hanım derdini anlatmaya başlamıştı. Dert dinlemek de sabır işidir. Herkes ona tahammül edemez. Biri başladı mı diğerinin de derdi depreşir, böyle kendisini kaptırıverir.
Hem nedense insanlar, başkalarını teselli ederken kendi hayatlarından bahsederler, çektiklerini sayar döker ve onlardan daha kötü durumda olduklarını ispatlamaya kalkarlar. Belki başkalarının hayatlarından da örneklemeler yapılabilir ama kendi hayatlarındaki olumsuzlukları sıralamaktan acayip bir zevk alırlar. Bu, bir nevi deşarj olmadır.
Ancak böyle karşılıklı dert dökme esnasında, herkes çektiğinin acısıyla kıvranmakta olduğundan diğerinin söylediklerine çok değer vermez Hatta öyle bir an gelir ki tamamen kopar, hiç dinlemez!
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim