Onur BİLGE
Bu akşam yine dersten çıkınca kantinde toplandık. Tam altı saat aralıksız derse girmiştik, oldukça yorgunduk. Kahvelerimiz geldi, tatlı bir sohbete koyulduk.
Hasan’la Serap, hemen kapının önünde, soldaki masada oturuyorlardı. Biz kantine gelirken hararetli hararetli konuşuyorlardı. Çevrenin farkında bile değillerdi. Kendi âlemlerine dalmışlardı. Yanlarından geçtik, tanıdığımız halde selam vermedik. Çünkü çok gergindiler. Selam falan alacak durumda değillerdi. Alçak sesle tartışıp duruyorlardı.
Benim görüş alanımdaydılar. Meraklı bir yaradılışım olduğundan sezdirmemeye çalışarak onları izlemekten kendimi alamadım. Bu çift, okulun maskotlarındandı. Hiç yalnız gezmezlerdi. Onları hep yan yana, kol kola veya birbirlerine sarılmış halde görürdük. Bu akşamki halleri, alışık olmadığımız bir durumdu. Onların tartışmalarına ilk defa şahit oluyordum.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Eren ile tanıştım
Tasavvufa çalıştım
Yalnızlığa alıştım
Ben sensiz de yaşarım.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta