Onur Bilge - 0359 - Ed DÂR Şiiri - Antol ...

Onur Bilge
1710

ŞİİR


43

TAKİPÇİ

Onur BİLGE

Sohbetinden en çok hoşlandığım komşumuz, Zerrin Hanım… Bir araya geldiğimizde onu dinlemeye doyamıyorum! O kadar güzel şeyler anlatıyor ki! Sanki çocukluğumu tekrar yaşamaya başlıyorum. Adeta olanları değil, masallar anlatıyor. Jestlerini mimiklerini takip ediyor, anlatışındaki heyecanı hissediyorum. Olaylar hayalimde canlanıyor, gözlerimin önünden sinema şeridi gibi geçiyor, seyrediyorum. Genelde akşamları buluşuyoruz. Ya biz ona gidiyoruz ya o bize geliyor. En çok o bize gelsin istiyorum. O zaman çocuklar parazit yapmıyor, bütünlük bozulmuyor, konuya adapte olmada zorluk çekmiyorum. Evlerinde daha rahatlar. Bir curcunadır gidiyor! Hoş bir sohbet olmuyor. Bir de ikram için gidip gelmeleri… Onları evde bırakıp geldiğinde, hayatın çocuksuz tarafından bir akşam çaldığı da oluyor.

Rumeli kesiminden esintiler yaşatıyor bize. Ötenin şivesiyle konuşuyor, Trakya güzeli. Her zaman ağzından çıktığı gibi aktarmam kolay olmuyor. Sesi, konuşma tarzı her ne kadar halen kulaklarımda olsa da kendi üslubumla, İstanbul ağzıyla yazacağım. Hayale sınır yok. Bursa muhacirlerinin nasıl konuştuklarını da bilmeyen yok. Okunurken uyarlanabilir.

Anlaşılan, eşi belli bir işte sebat edememiş, boyuna iş ve işyeri değiştirip durmuşlar. Bir zaman da bakkal dükkânı açmışlar. Bu defa yer, Bursa’nın kenar mahallerinden biri… Ana caddeden epey içerde küçük bir bakkal dükkânı… Parkın arkasında, saklanmış gibi, fark edilmeyen, sadece tesadüfen veya birisinden duyularak gelenlerle ayakta kalmaya çalışan bir iş yeri… İki katlı bir evin balkon çıkıntısının altında, batıya bakan kapısı ve boydan boya vitriniyle bir işkence mahalli… Özellikle yaz günlerinde öğleden sonra vuran güneşin sıcaklığıyla seraya, dökülen terler nedeniyle saunaya, konumu ve boyutu itibariyle de banyoya benzeyen, diğer üç tarafı penceresiz, nefessiz duvarlarla çevrili, oyuncak gibi bir dükkân…

Tamamını Oku