Onur BİLGE
Hemen hemen her akşam bir yerlerden silah sesleri geliyordu, geceler cinayetlere gebe, sabahlar ağıtlıydı. Öğle vakitlerinde cenaze alayları seyretmeye alışmıştık, sloganlar dinlemeye, intikam duygusuyla sıkılan ve yukarıya kalkan yumruklar görmeye… Evimiz Akademi’ye çok yakın olduğu için bulunduğumuz caddede çok olay yaşanıyordu. Geceleri silah sesleri gelmeye başlayınca, tüm ışıkları söndürüyor, pencere önlerinden uzaklaşıyor, sokak bekçilerinin düdüklerini duyuncaya kadar perdeyi aralayamıyorduk.
Çıkar odaklarının kışkırtmasıyla kardeş kardeşi vuruyordu. İlerde, çok büyük hatalar olduğu mutlaka anlaşılacak davranışlar sergileniyordu. Dökülen kanlarla, iktidarlar değişiyordu. Her iki taraftan kıyıma uğratılan Vatan evlatları asla geri gelmeyecekti!
Olaylara karışanların yanı sıra, olaylar nedeniyle okuyamayan gençlere de yazık oluyordu. İnsanların, evlerindeyken bile can ve mal güvenlikleri yoktu. Birileri zarar görecek, birileri ölecek, birileri de zamanın lider sayılan kadrolarında keyif sürecekti.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman