Onur BİLGE
Müslüman olmak kolaydı. Mümin olmak, herkese nasip olabilecek bir makam değildi. Kalp işiydi. İman mevzuu çok ama çok önemli ve son derece hassastı!
Kalp, bir et parçasıydı nihayetinde ancak çok sert bir yapıdaydı. Vücudun en sağlam kaslarından yapılmıştı. Yumruk kadarcıktı ama çelik gibiydi. İnsandan insana da değişiklik arz etmekteydi. Yumuşacık, hamur gibi yoğrulabilenler de vardı, kaya gibi olanlar da… Her insanın kolayca ikna olması mümkün değildi. Üstelik bu da sabır işiydi ve zaman istiyordu.
Aramızda her görüş ve düşüncede insan vardı. Para ile imanın kimde olduğu belli olmazdı ama tamamen inkâr edenlerin yanı sıra bazı hususlarda inanmakta güçlük çektiklerini söyleyenler de vardı. Kimse tabanca zoruyla iman ettirilemezdi kimse kimsenin imanından sorumlu da değildi. Buna rağmen, arkadaştık. Onlara da yardım etmeye çalışıyor, bazen güç durumda kalıyorduk. İster istemez sabırlar taşıyor, sesler yükseliyordu. Bu tür kişiler, hastalıklarını sadece kendileri çekmekle kalmıyor, ağızlarını kapatmadıkları için etrafa mikrop saçmaya devam ediyorlardı. Yine böyle bir tartışma esnasında Define müdahale etmek gereğini duydu. Hepimize hitap etmeye başladı:
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.