Onur BİLGE
Gün olur, bir hengâme caddeler, sokaklar boyunca! Yapraklar kıpır kıpır, kuşlar cıvıl cıvıl! Rüzgâr hafif veya şiddetli fakat sürekli esmektedir. Karıncalar zeminde biteviye yürümekte, ağaçlar özgürce boy atmakta, dallar dört bir yana uzamaktadır. Yeni yapraklar çıkmakta, hissetsek de hissetmese de tomurcuklar oluşmakta, çiçekler açmaktadır. Bir taraftan sona ermekte olsa da hayat bir yandan alabildiğine fışkırmaktadır.
Yaz kış, doğada bir hareket bir iş bir oluş, bir yok oluş tükeniş… İç içedir fiiller. Fail’ini düşündürse de düşündürmese de muazzam bir düzen kurulmuş, tıkır tıkır işlemektedir. Bazen tıkır tıkır, bazen şıkır şıkır, bazen hışır hışır, bazen vızır vızır… Sıcak yaz günlerinde cıvıl cıvıl da olmaktadır. Sessizce yol alanlar da vardır, duyamadığımız sesler de…
Topaç vınlaya vınlaya dönmektedir, sona kadar. Yer küre, bu dev kütle nasıl bir sesle acaba? Sanki sessizce döner, hissettirmeden, yolcularına duyurmadan hızını ve korkunç uğultusunu. Sesini bulutlara mı duyurur, yıldızlara mı? Beraberliği var mı, etrafında dört dönüp kur yapan ayla? Garip bir dansta, belki fısıl fısıl sohbette biteviye… İşaret diliyle mi anlaşmakta güneşle?
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim