Onur BİLGE
Neyse ki kadınlar çok oturmadılar. Duygu’nun elinden birer bol köpüklü orta kahve içip kalktılar. Tavlaları kapatıverdik ve hemen eski yerlerimize geçtik. Biz de kahve içecektik. Kaldığımız yerden yardıma devam edecek, sohbeti sürdürecektik. Dede hiç nazlanmadı yine. Tatlı tatlı anlatmaya başladı:
“Şarampol semtinde, cadde üstünde, garaja yakın bir otel vardı. Oraya yerleştik. Bir taraftan ev aramaya başladık. Portakal bahçeleri arasında bir apartmanın ikinci katını beğendik. Burası, eskiden Pali Bahçesi denilen yerdeydi.
Ev sahibimiz yaşlı bir adamdı. Seksen üç yaşını yeni kutlamış. İyi kötü iki büklüm dolaşabiliyor, evin içinde ama çocuklarını bile tanımıyor. Büyük oğlu hacir altına almış.”
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var