Onur BİLGE
Kantinde herkes kendi âlemindeydi. Kimisi yanındakine, geciken kız arkadaşının ihmalkâr davranışından yakınıyor, kimisi derslerin sıkıcılığından söz ediyor, kimisi de parasını yetirememekten şikâyet ediyordu.
Hava, mevsim normallerinin dışında, soğuk ve yağışlıydı. Yağmur damlaları, buğulanan camlara yarışırcasına vuruyor, çarptıkları yerde birleşerek aşağıya iniyorlardı.
Mahir, pencerenin önünde ayakta, elleri ceplerinde, bir süre dalgın bakışlarla onları seyrettikten sonra yanımıza döndü, Orçunun yüzüne bakarak:
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik



