Kral Ferdi'nin Donkişotları Koşuyor
1/:
Çökün diz üstüne ey ehli çırak,
Çökün rahleyi tuvaline Salvador'un,
Ve dinleyin Baki artıklarını huşu içinde...
***
Bir peyzajın eteklerindeyiz,
Çiğ damlaları süzülüyor üstümüze sayın ki,
Mavi moleküller türkülü semaverler gibi buharlanmada,
Cavidan gılmanlar iniyorlar karınca bacaklı atlar üstünde,
Samur ve yürüdüğü yollar silme toz ve baldırana kesiyor.
Bilin ki siniyor kokumuz geçtiğimiz her beyite be çıraklar,
Ve abanıyor gri gölgesi Salvi'nin Gogh'un sarışın tarlalarına.
Sonuçta destanın en türkülü gecesindeyiz,
Sağımız Trafalgar aynasında meydan-ı deniz,
Sol şakağımızdan tuzlu dereler sızmada.
Bir ayazmada yıkıyoruz özenle,
Ellerimizde kalan sırlı şiiri,
Ve çivit mavisini.
Sen çiz, ben yazayım lan Salvi...
***
Ağlamaya meyilli göklere vuruyor,
Benlik ve senlik budaklı gövdeler
Ve peçeleri ibrişim örülü naif ve kuş kolu dallar.
Kral Ferdi'nin Donkişotvari atlıları koşuyorlar,
Biz koşuyoruz dallar altına sine sine...
Ve Beniahmer fatihi Servantes mancınık başında,
Durmadan gül ve güherçile savuruyor yaz şafağında.
Sevdalar vuruluyor kurna başlarında çimerken,
Mermer direklere macenta kanlar sıçrıyor.
Sevilla gülleleri gönlümüzün burcunda burcu burcu kokuyor,
Kokluyoruz gülleri ve döşümüzden sızan Marmara mavisi kanımızı.
Savruluyoruz Akdeniz üstüne engizisyondan kurtulup,
Musa evlatları çığlık çığlığa filikalarda...
Salvador da savruluyor ve düşüyor gecenin üzerine,
Özünü sevdası yakıyor ve kavuruyor yağlı is gözlerini,
Geceden geceden geliyorum ben,
Bir fısıltı 'azamet bu olsa gerek.' diyor.
Ve ilham ölüyor bir boğanın boynuzlarında.
Nedim ölüyor...
3/:
Haydi davran Salvador...Arena pazar yeriydi hani? Öyleyse niye?
Ne diye bu kırmızıya mantık yoksulu tutkunluk?
Ulan oğlum Salvador ikimiz de deliyiz.
Ama burada ölmemeliyiz pisi pisine,
Davran öyleyse...
Kayıt Tarihi : 12.7.2006 12:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!