Tutsaklar Sebata Aşinadır
1/:
Benim bildiğim en iyi şeydir boncuk dizmek,
Seninki de malum ey İberikli...
Yani kuşkularla sevişme tarihinde at koşturmadayım.
Oynaşmadayım mantığımla Maya'da.
İkimiz de deli miyiz neyiz,
Dökül oğlum Salvador boncuk boncuk?
Gerçi zincirli tutsaklar sebata aşinadır ama...
Ya gladyatör arenalarda? ...
***
Dedim ya ilk dizede açık yüreklilikle,
Benim bildiğim en iyi şeydir boncuk dizmek,
Bilirsin ki baba sanatını icra ediyor sayılırım.
Ve bir de bilirim ki,
Haksızlıktır zindanda suskunluk zamana,
Ve gelip de gidecek olan herkes içindir söz,
Çünkü taşınmak ister samani yapraklara.
Yavru alazlara belki de kanat bulamamak azaptır.
Oysa bu ülke ateşler emziren Kadimya'dır haritada.
Yani kan ve irinin rahmi...
Kendimizi boğabiliriz bir de cesaretin atına binip,
Gladyatör mavisi şiirin dipsiz denizinde,
Haydisene...
2/:
De bana lan Salvo! Dördüncü kişi de kim son akşam yemeğinde? Judas mı? Hiç zannetmem. Yaş ve tarih-i gılmani gününe verilen değer biraz abartılı değil mi? Manzara arkasında kalan kim? Ya kehribar tespihlerin lortlarını aramış mı hayal? Hiç zannetmem. Fakat çabaları sonuç vermemiş mi Sevillalı kızın? Diğer üç keten saçlı kavim nerede kare içinde? Göremiyorum. Al haydi. Renkli imge madenlerini alarak yol alınır sanat galerilerinde. Ama Baki diyarında asla. O diyar ki ancak yasla yürünür. Derler ki çoktan gitmiş cönk ve pastelin lortları. Ama kesin mi? Hiç zannetmem. Adamdır şiiri arkalayan. Ve kendi saygınlığını yontan ustadır galeride. Sarışın töton tarihçesidir ki sikleti ağır çeker. Ve bir şekilde başkente sığmaz. Kuduz köpek salyası ve sahtiyan kuşanır kimi zaman dizeler. Ölü canlar tarikatı ehlinin yanma vakti gelmiştir çünkü. Ama yine de karışık beynim. 'Geri dönmüş mü ehli zılli,' diye. Dönmüşler midir sence? Hiç zannetmem. Amacı nedir renk ve söz ve ecel şiirinin? Son durumunu anlatıp Fuzuli'ye ya da Gogh'a ondan yardım istemekmiş yolculukta aslolan? Doğru mu? Hiç zannetmem. Ama bu isteğine de kavuşamamışsa son iki yolcu seçebilirler intiharı? Hiç zannetmem. Çünkü Santoralıdır bildiğim en kahraman berber. Bu diyara o gelmeden birkaç zaman önce kesilmiştir saçları ve iplikleri keten çarşafın. Al ve kullan ananın ak sütü gibi. Olsun. Ben ketensiz de yaparım. Hele sen bir döktür de. Sonra bakarım. Ha bu arada... Şu meşhur tarih-i kibar günleri ölmüş müydü? Hiç zannetmem. Ya Dadaizm? ... Sanırsam evet!
3/:
Öyleyse niye? Ne diye?
Burun deliklerini karıştırman,
Ve bir körük gibi şişirmen belleğini,
Ellerini banman kızıl şerbetlerine...
Düşünürüm de,
Ulan oğlum Salvador ikimiz de deliyiz.
Davran öyleyse,
Şiirin sesine saygı duy,
Kulak ver perspektifin şaşmazlığına,
Bir de Bibel'in son sahifesine...
Kayıt Tarihi : 18.6.2006 18:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!