Boğalar Kızıl Gözlü Ateş Parçalarıdır
1/:
İkimiz de deli miyiz neyiz,
Ulan oğlum Salvador?
Boğalar kızıl gözlü ateş parçalarıdır,
Yani cehennemi birer simurg kanadı taşır her festival...
Bu yüzden her yeri görünür yarımadanın kuşbakışı,
Şu bölge kan tarlası,
Nao burnundan cerahat sızar Mino suyuna.
Matador ve pikadorlar kırmızı öfke gelincikleri say ki...
Sinirli cengaverler başta biraz zorluk çıkarsa da ehli şiire,
Vizcaya sakinleri ardarda vurulurlar arenalarda,
Ve birer ikişer dışarı çıkarlar tarihin yarığından,
İş düşer Salvo can sana ve bana sanırım.
Çünkü cenaze alaylarında mersiye okumak,
Zor zanaattır dünyanın her yerinde.
Sen çiz, ben yazayım...
2/:
De bana lan Salvo! Şehrin kanı mı akan? Yoksa pelerinlerin köksüz boyaları mı?
Ben bilmem beyler bilir.
Ya da bekaret izalesi mi bu çığlıkların nedeni? Herkes bilir ki her nefer yakınında bulunan burca saklanır. Burçsa buhurdan bacası ve kuş yuvasıdır. Ol nedenle iç çeker karanlıklarda. Kuş iç geçirir. Çelik çanlar yürek atımında: dan dan dan... Ki pembe bir kilisedir tapınağı bu sarışın kentin. Yani uzaklardan hıçkıran Fenikelilerin damağı acır... Salvo can sence Kartaca kralları mı fondaki sisli suretler. Yani onlar da şiir ve rengin kraterine varmışlar mıdır zamanın bir yerinde? Ya da Fenike korsanları? ...
Ben bilmem beyler bilir.
İş suda bağlanıyorsa neticeye... Burada da akar Ebro ırmağı usul ve nazlı. Orada da. Adı başka olsada. Ve ne diye bize kendilerini rahip olarak tanıtırlar Sevilla berduşları. Halbuki kalyonlar miço ister. Yalancı şairler gibi ibadet etmeye başlarlar. Belki de güncel bayağılıklardır buralardaki atlılar. Kim bilir?
Ben bilmem beyler bilir.
O kadar güzel konuşurlar ki. Sormayın gitsin. Şu bizim koşuk kurtları La Carunalılar muhabbetlerde... Şiir gibi akıcı. Resim gibi göze batıcı. İnanın. Canım dinlemek ister. Şöyle uzanıp çimenlere kın üstü. Ve gözüm izlemek kare kare uzaktan. Ve o kadar güzel raks ederler ki... Carmen ve akraba romanlardır onlar. Bir de Morronalar. Yani konverso yanar dönerleri. Çalalar maverada bir başka benzer. Yani Meşhedi kardeşleri saferadların. Sorma be Salvo. Üstelik en kısa zamanda şöhretleri basar enginleri. Hatta olan olur. Bütün Tagusdağlı rahipler sitesine yayılırlar bir bir. Kastanyet şakırtılarını duyar sağırlar bile. Hele çalparalar... Ya sen? Duydun mu ritmik sesleri a can?
Ben bilmem beyler bilir.
Halk, akın akın akmada. Meydan silme... Bronz çanlar çalmada kulelerde. Onları ziyarete gelirler buralılar. 'Torro! ' derler duyanlar arsız saldırganlıkları. Ve boğalar kızıl gözlü ateş parçaları. Çakışmada kafa kafaya şiir ve resim. Ne dersin Salvo can? Bırak artık işkili. Bak denize de dayandık. Tarık misali yani. Bundan sonrası Atlantik. Gemilerse bin yıl önce yakılmış Tarık'ça. Yani sondayız.
Evet hak verdim.
Ver elini ustam helalleşelim. Çok şey öğrendim zatınızdan. Bundan böyle herkes yoluna. Ama yine de ben paralel evrendeyim. Lazım olursam.
Evet hak verdim.
3/:
Öyleyse niye demiyeceğim.
'Ne diye? ' diye sorma artık.
Şiir şehrinin kanı mı akan tuvalde bak ve gör?
Ya da amaaan bana ne.
Karınca bacaklı Kartaca filleri mi burca saklananlar?
Ya aslanların ağzından fışkıran denize ne demeli?
Bunlar birer sırsa eğer söyleme ve sus,
Bakarsın bana serseri beyitler,
Sana ise karanlıkların portresi kalır,
Aslında biraz da karanlıkta kalmak düşer, hüzne bulanmak için.
Ki kuşlar da ol sebeple iç geçirirler gecenin portesinde,
Çelik çanlar yürek atımında 'do'dan 'do'dan vurur,
Hırçın dalga boylarınca tuz hıçkıran Fenikeliler,
Bilmezler şiirlerde verilen rolleri kendilerine.
Burkula burkula burada da akar Ebro ırmağı orada da,
Sevilla berduşları ise kalyonlarda esire kızlar beklemedeler.
(Beklesinler bize ne.)
Yalancı şairler gibi yarılmada şeftaliler aşk sezonunda,
Huşu içinde ibadet etmeye başlar tuvalde fırça darbeleri,
En güncel bayağılıklara batar kimi zaman divit uçları,
Carmen ve akraba romanlar raks telaşı solumadalar.
Kastanyet şakırtılarını 're'den 're'den vurarak,
Bronz çanlar çalmada kulelerde 'do' ve 're' ve 'mi' ahengince,
Çakışmada kafa kafaya şiir ve resim,
Paralel iki kardeş olmadayız biz,
Yani var say ki,
Ulan oğlum Salvador ikimiz de deliyiz.
Davran öyleyse,
Soyut beyinlere akın var...
Sen tuvallere çiz, ben yazayım yüreklere,
4 çarpı 4 hacmince...
***
(son)
Kayıt Tarihi : 12.7.2006 13:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!