Onur Bilge - 0291 - El HÂFID Şiiri - Ant ...

Onur Bilge
1710

ŞİİR


43

TAKİPÇİ

Onur BİLGE

Vakit ilerlemiş, yağmur yavaşlamış, hava kararmak üzereydi. Levent, Orçun’u alarak dışarıya çıktı. Giderken de akşam yemeği için bir hazırlık yapılmamasını söyledi. Bir süre sonra da ellerinde kocaman paketlerle geldiler. Kızarmış piliçler ve bir büyük tencere dolusu pilavla... Okulun yakınındaki restorandan almışlar. Yanlarında gelen garsonu tanıdım. Pilav tenceresini, servis tabaklarına boşalttı, tencereyi alarak gitti.

Onlar gelinceye kadar; Ahmet, İhsan’ı ekmek almaya yolladı. Duygu’yla Neşe marul salatası yapmaya başladılar. Masalar birleştirildi, örtüleri serildi. Sofra kuruldu. Getirilenler açıldı, tabaklara kondu; salata, masalara paylaştırıldı, ayranlar dağıtıldı. Ekmekler, alelacele dörde taksim edildi. Doğru dürüst bir şeyler yiyemeyen, çoğu zaman simitle tostla geçiştiren çocuklar, iştahla yemeye başladılar. Yine de diğerlerinden şanslıydılar. İyi veya kötü ama en azından temiz şeyler yiyorlardı.

Garson, alışılmıştan farklı, yaşlı bir adamcağızdı. Restoran’ın sakin olduğu bir gün, Orçun ve Neşe’yle üst katta yemek yemiştik. Bize hizmet ederken, Orçun onu lafa tuttu. Hal hatır sordu. Akşama kadar ayakta kalmaktan, merdiven çıkıp inmekten yorgun düşüp düşmediğini falan sordu. Derken, sohbeti ilerletti. Hayat hikâyesini öğrendik.

Tamamını Oku