Onur BİLGE
Yeşil’den dönerken, çarşı pazar alışverişlerini yapmış, elleri kolları dolu insanlara rastladık. Akşam oluyor, herkes evine dönüyordu. Defineye:
“Dedeciğim, bu kadar yiyecek tüketen var, yine de dükkânlar tıklım tıklım; toptancı halleri, tarlalar, bahçeler dolup dolup boşalıyor. Sanki yerden nimet fışkırıyor! ” dedim.
“Allah, Rezzak ismiyle tecelli ediyor. Her yerden esmasını seyrediyoruz. O, Ulûhiyetini en mükemmel şekilde sergiliyor, biz kulluk edemiyoruz. Bu nimetlerin şükrünü yapamıyoruz.”
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Dev bir natürmort tablodur pazar yerleri.
Alışveriş yapmayacak olsam da Yaradan'a şükür için pazarın içinden geçerim.
Binbir renkli meyveler sebzeler. Aslında mekanik tüketimle değerlendirildiğinde hir bir şey yetmez insanoğluna. Yazıdaki öz Rezzak'tandır insanoğluna verilen bereket. Mekanik dinamik Yaradan'ın verdiği güç olmasa dayanmaz göçer. Ekilen biçilen yetmez insanoğluna Yaradan'ın bereketi olmasa.
Ekolojiyi allak bullak etmiş insanoğlu. Yaradanın merhameti olmasa sular çoktan tükenmiş olurdu.
Sayın Bilge'nin bu yazısındaki ana konu aklıma gelir dururdu.
Yalın ve candan usta bir kalem.
Kalem diyorsam kalem olmak zordur. Bilgi ve yetenek birikimi ürünüdür.
Paylaşmak gerekiyorsa paylayacaksın arkadaş.
Sabah ezanı vakitlerinde ben de denedim.
Ferahladım.
İyi ki inananlardanım.
İyi ki softa değilim.
İyi ki Rabbime anlayanlardanım.
İyi ki sayın Bilge'nin bu yazısını yani tefekkür ayinini okudum.
Sağolunuz lütfen.
okuyucusunu sıkmayan harika bir anlatım kutlarım
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta