Onur BİLGE
Yeşil Çay Bahçesi, bizim espri mekânımız haline geldi. Orada, daha çok Define’ye sataşıyor, birbirimize şakalar yapıyoruz. Garson da tanıdı artık, yan gözle olacakları seyreder hale geldi. Etrafa biraz saygısızlık oluyor ama bizim masamızdan kahkahalar yükseliyor. İyi ki diğerleri de gürültülü konuşuyor da çok bariz bir şekilde ortaya çıkmıyor. Çevrenin ve caddenin gürültüsü boğuyor.
Dedenin, haşmetli bir Karadenizli burnu var. Uzun ve kemerli, kocaman deliklerinden kıllar sarkar, ucu da hayli olgun ve de dolgun. Işıl, kaşla göz arasında, çantasındaki kaşeye rimel sürmüş, solunda oturmakta olan dedeye:
“Dedeciğim, bir dakika bakar mısın? ” dedi.
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta