Onur BİLGE
Antalya, sadece Türkiye’nin değil; deniz, güneş, tarih ve doğanın, büyülü bir uyumla bütünleştiği, Akdenizin altı yüz otuz metrelik en güzel, en temiz, kıyısına; antik kentler, antik limanlar, anıt mezarlar, dantel gibi koylar, kumsallar, yemyeşil ormanlar ve akarsularla muhteşem bir güzelliğe sahip olduğu için ‘Türk Rivierası’ adını almış olan dünyanın en güzel ilidir.
Güneyinde Akdeniz, doğusunda İçel, Karaman ve Konya, kuzeyinde Isparta ve Burdur, batısında ise Muğla illeriyle çevrelenmiş; yüzölçümü, yirmi bin sekiz yüz on beş kilometrekare olan, nüfusu hızla artan bir kenttir.
Antalya’da hayat, il merkezinin kuzeybatısında yirmi kilometre mesafede bulunan Karain mağaralarında başlar. Oralarda, milattan önce yaşayanların eşyalarına rastlanmış. Hititler zamanında, ‘Irkların Ülkesi’ anlamına gelen ‘Pantilya’ adını almış. Milattan sonra yedinci ve sekizinci yüzyıllarda göç alarak nüfusu artmış. Adını, kurucusu olan Bergama Kralı II. Attalosdan aldığı da söylenir. Önceleri Adayla, daha sonra da Antalya denmiş.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.