Materyalist çağın maddeci insanı maneviyattan uzaklaşıp,
ruhunu maddenin dar sınırları içinde hapsettiğinden mikro ve makro alemde her gün yeni bir buluşa imza atmasına rağmen;
Maddenin sert ve soğuk duvara çarpmanın şokunu, şaşkınlığını ve şımarıklığını yaşarken,
Binlerce yıl önce yaşamış,
Ruhlarının mana ikliminin sonsuz ufuklarında pervaz eden insanların zamanlarının teknik imkanlarının kısıtlılığı sebebi ile taşlara kazımış oldukları ruhlarının ilhamı olan işaretlerde kurtuluş müjdesi arama fakirliğin,
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
gaybı Allah bilir,, tebrikler dost
harika bir yazı sayın necdet eren,öyle üzülüyorum ki insanların bu acziyetine.sanki kıyamet kopunca canlı varlık,dünya kalacakmış gibi.böylesi şeylere inanan insanlar imanlarından şüphe duymalılar,kıyametten kurtulmanın imkanı,ve ne zaman kopacağını bilmenin olanağı yoktur.saygılar sunarım efendim.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta