Bak Ali bu at.
Bu da Gurbangülü sırnaşmasıdır…
Sana gelince boş ver be Ayvaz!
Sür Çamlıbele!
***
Aşk ha çıktı yola ha da çıkma hazırlığındadır şimdi,
Terkisine attı mı seni, sağrısına da ebeni,
O yüzdendir otobuslar, lastik lastik kokarak soluyorlar,
Bunlar da çanak dipli Mançurların hısımı oluyorlar.
Acun tam tepesinden dövünüp çattadan çatlayacak,
Şairlerin kırklar oturumu ha başladı, ha başlayacak…
Çikolata renkli ayar arar gözlerim şimdilerde a yar,
Bir şahtır ki gözümde çil sayar, çil çil sayar.
Yoksul İsa’nın merhametle açılmış kollarında,
Hemen yanı başında Çamlıbelde kitapsız bir Bolulu,
Yani o çam ağacının altında yatar kara saçlı bir aslanoğlu,
Boğazda penguenlerle kadeh tokuşturma yarışında aynalar,
Gelinler, kaynanalar 879ıncı cihan harbine tutuşuyor hele koman,
Kaldırımda serçe var gibi yazar ya son roman,
Şiirlerse ipsiz bulvarlarda serçelere üçüncü kanadını takarlar,
Otobuslar, lastik lastik kokarak soludular,
Yeşil ışıkta geçilmezmiş ya…
Boş ver be Ayvaz!
Sür Çamlıbele!
***
Bak Ali bu avrad.
Bu da Gurbangülü oynaşmasıdır…
Ladalar, lastik lastik kokarak soluyorlar,
Acele edin lan sözü boncuk boncuk dizen aymazlar!
Şairlerin kırklar oturumu ha başladı, ha başlayacak,
Beyi şiir beyitle arasına kazan kurup patlıcan haşlayacak…
Siz ki bakar da görmez Köroğlu körlersiniz, biliriz biz,
Seyis Yusufun oğlu ve Ayvaz yani ikimiz.
Bolu da nire ki sıçan körfezine göre doğulu,
Çam ağacının altında yatar kara saçlı bir aslanoğlu,
Kar yağınca ve zamansız kararınca ak orman,
Eli orman, yüzü orman amma yüreği fidan bir oğlan,
Doğrulur Satılmış oğlu Kıyanbek elinden belki ikizim,
“Ezilir yüreği Çam diyarında ezim ezim dalları,
Kasım’da Kırım’da karacalar doğurur şiirli yavruları,
Yüzde yarısı senin kalanı Osman ağabeynin yani bizim,
Her şey yani acun ancak ikimizin!
Sırrı nedir bu er şiirinin bilmem ki ve illa “ss” subayı,
Bir adımda ifadesi, iki ayakta bir uçtan uca bütün Bavyera’yı…
Ve ya da tüm şairlerde mi acaba bu, ya da sade bizde mi?
Hayat nerede başlar kara mı, denizde mi?
Acaba siz yalancılar mı müsebbibi kafiyesiz sevdaların?
Şimdi peşinde divit izi sürmede Köroğlu kör mısrasız sevdaların,
Çikolata renkli ayar arar ya gözlerim her sayfasında kitabın,
Nası kalkılır altından vezni kırık onca hesabiın?
Ve İsa’nın açılmış kollarında…
Bir Bolu beyi elinde tahtadan bir namlu ile onun ardında,
Yani ay şairim alacak söz yamasını da kimleri taşlayacak?
Şairlerin kırklar oturumu ha başladı, ha başlayacak…
Şimdi tüm bunları boş ver be Ayvaz!
Kim bilir hangi vezni haşlayacak patronun Köroğlan ha?
Anayasanın 165 inci incisine göre oğlum yaz!
Sen yine de boş ver be Ayvaz!
Sür Çamlıbele!
Şiir bu işte bele…
***
Kayıt Tarihi : 10.7.2009 07:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Yozgat](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/07/10/01sairler-meclisinde-kocek-hicazkari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!