Sittirin ulan!
Bu göz benimse yani,
İstanbul’u dinlemiyorum,
Gözlerim açık seyrediyorum işte,
Anasını satiim!
***
Bu zebellah ve şerefsiz kenti,
Seyrederken demir parmaklıklar içinde yaralı serçem,
Kaldırım üzerinde kuru ağaçları bir bir donatıyor imge bacım,
Yem arayan kuşları ürküntüsüzce ürkütmekteyim.
Hıncım tıpkı Marmara havası: Bir med, bir cezir…
Ya da dört birim zamanda gömlek içre çelik piston…
Motorin kokularıyla bezenmiş caddelerdeyim ya rap rap,
Topkapı harap, en az Üsküdar kadar…
Park... otopark... alt geçit... üst geçit...
Neden ki neden?
Geçit vermiyor ki bu bayat hayat...
***
Sittirin yanı yöremden ulan!
Eğer bu gözler de benimse yani,
Cazgır İstanbul’unuzu dinlemiyorum,
Gözlerim inadına açık seyrediyorum,
Anasını satiim!
***
Yeniçeriler koşuşturmada sabah ezanlarıyla sürekli,
Akıyor Bosforus alttan yukarı ve üstten aşağı...
Fakat duru değil nedense bilcümle varoşyanın gözleri,
Bir yanda Gülhanenin evsizleri,
Onun yanı başında “Kamyon gelecek park yapma abi.”
Sırt sırta eh artık göçmeyen kuşlar...
Mayısta bile meyveye durmayan kısır ağaçlar...
Korna Kamilden miras canhıraş klakson sesleri...
Yani cıvıl cıvıl Fenerbağçe stadyumunun giriş kapısı...
“Geriye dön lan hırbo... Hey sen...”
Kendince ileriyi düşünen geri vitesli adam,
Yaşadın yine hadi, seni yoklama kâğıdında var yazdılar,
Oysa sen “Ben yokum,” diye felsefe yapmadasın,
Kendince varoluşçuluk erbabı dairesinde post kapmadasın,
Yırtınıp duruyorsun ya Kız kulesinin karşısında,
Ne oluyor diyar*- Kommenos’da ne var diye?
Bit var ulan bit var saçlarında,
Erken açmış erik çiçeciği ağaçlarında…
***
Sittirin ulan feylesof bozuntuları!
Bu göz benimse yani Zeynep Kamil’den beri bana emanetse,
Bu şehr-i İstanbul’u dinlemiyorum gözlerim kapalı,
Bakın, işte böyle, açık açık seyrediyorum,
Anasını satiim!
Amma hayretler ediyorum…
***
İşte şurası Sultanahmet, Süleymaniye ve diğerleri,
Vakti eşrefte tüm zahidanın elleri de gözlerim gibi,
Açık açık ve sonuna kadar dobra,
“Varsın... Birsin... İşitensin... Görensin...” yakarmaları,
Yeni Camiden Sultanahmede avuç avuç dünyevi yakarmalar,
“Sen her şeysin, bizler birer cüz....” tespiti kadimi,
“Ene mahlûk... Aciz... Biçare... Abd...”
Yani “Ya Rab! ” hakikati asliyesi Süleymaniyede,
Ve... Gerisi yalan.
İstanbul’u kim gözleri kapalı dinlemişti ulan!
Neredeyse çıksın anasını satiim!
***
Kayıt Tarihi : 10.7.2009 06:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!