A/:
Yalnızlığı tuzlu bir cıgara gibi sararak
Misafirim dağlara bu zamanı ölü bir saatte.
Sesim ağlamaklı ve konuşkan bir mavzer ağzı
Ya da kuşların konduğu bir bulut saçağı şakaklarım
Saçlarımsa ıslak ayın altında türkülere nakarat
Bir deniz atında süvari sanki gözpınarlarım
Yarım mahpus yüreğindeki Ulucanlar’da şimdi
Dağlarda, kalmış kalan yarım
Bilemem şu an nerede oğullarım?
Türkü dudaklı kızlarım nerde? İlle de karım...
a/:
Dağlar her zaman misafir almaz
Sevdiklerimiz türkülerde kalmış bir hecedir sanki
Vuruluruz göğsümüz som kınalı akışkan deniz
Bir kurşun bana hediye
Bir kurşun can içi Ramazan’a...
Biz ki gülerek ölenlerdeniz
Yaşam iki nokta arasında bir istasyon gülüm
Ölüm dediğinse sade iki hecedir …
B/:
Ramazan Zigana’da türkü kenarı dağların ortasında
Ne felekten kaçkın can alacaklı
Ne uçan simurg kuşuna borcu var
Yani Ramazan dediğin eski bir türkünün kırık ayağı,
Zaten sadasının karıncalı oluşu o nedenledir
“Kapıya bağlamış kınalı koçu” Ramazan
Bense onu dinlemekli ve ağlamaklıyım bulutlar gibi
Yani sayın ki mavzer ağzıyım şimdi
Saçlarımsa ıslak türkülere nakarat ayın altında
Bir yanım Ramazan kırığı kudurgan gecelerde
Bir yanımsa uzaktır ölü denize ki belki bin saat
Ve cıgaramı doladığım bu mekansız dağlara
Tuzak dediğin ısırgan otudur yol kenarlarında
Ramazan’sa çatallı türkü dudağı ağır ağır ve aksak
Yüreği cebinde Ramazan’ın
Cebi ise rüyâlar âleminde at koşturmada çoğu zaman
B/:
Dağ bu her zaman misafir almaz
Geçit vermez kaçağa gülek boğazı ve yalnız Zigana
Bir sevda bana göz süzer o karanlık ve kabirvari geçitte
Bir intikamdır deniz ve çöreklenir bu gece Ramazan’ıma
Biz gülerek ölenlerdeniz
Bir okyanus ortasında adacıktır tüm yaşam gülüm
Ölüm dediğinse salt iki hecedir dudaklarda…
C/:
Var say ki sesim ağlamaklı gündüzün kanadında
Türküler peşinde turaçlar misali çırpınmadayım
Ramazan’sa tespih çeker Ulucanlar’da
Öğle üstü yalçındır zirvede anıları
Benimse çın çın yankıda sesim kayalıklarda
Nefesim şahdamarından kesik kimi zaman…
Yine de dağlarda mekan tutar türküler
Ramazan’sa türkülerde can çekişen çavuş kuşudur
Ya da dörtlüklerde ayaktır bahtı bölük Ramazan’ım
Söyleyin nerede oğullarım,
Yıldız gözlü kızlarım nerde? İlle de karım...
C/:
Dağdır bu her daim misafir almaz
Silahların kaşları çatılı kalır koyaklarda
Ay donar ve bulutlar sokağında bakakalır şavkına
Öfke ise mosmor ve türkülerde bin birinci kıtadır
Bir kurşun vınlar
Ve yer tutar Ramazan’ın ışıklı şakağında
Öteki vınlama ise kapanan kapılarda ınkıta
Artık düşmüştür alınası alazlı intikam bana…
Yani bana düşer bu gece kanlı deniz
Oysa gülümseyerek ölenlerdeniz biz
Yaşam dağlarda bırakılan safradır gülüm
Ölüm dediğinse safran tortusu ve sadece iki hece
Can tüten namlularda…
Kayıt Tarihi : 10.3.2006 15:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!