01Miraç Merdiveni Şiiri - Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01Miraç Merdiveni

Geceler ah bu geceler masiva kapıları,
Ruha vurur perçinini aşk ile bir bir,
Olan olsa muradımız o, bu gecelerde,
Yerlerde yayılsa muhteşem gurur,
Ve bu gecelerde ölse o azgın kibir.
***
Geceler bir yorgun katar peşinde ipek yolunda,
Dizilir hecinler sırça boncuklar gibi,
Bir mavi tesbihtir şimdi, çekilir ruhlar rıhtımına,
İmamesi ipil ipil Miraç Kandili…
Ve artık yaprak suretli ezeli bir yolcudur ebede giden
İlahi zirvelerde bir allı gelin gibi durup,
Alemleri bin gözlü bir anka gibi seyreden,
Kendisi başlı başına bir evren olan Miraç merdiveni,
Ne bizi unutur bugün, burada ve demidir onun
Ne de unutturur bir an kendini...
***
Bu bir yoldur, ey kervancı başı önümüz sıra,
Uzanır ulam ulam, uzak mescide,
Yolun bir yanında elif, bir yanında lam,
Işıktan zerrelerle yazılan bir Kamus’tur şimdi lahuti tarih,
Her yaprağından bir kehkeşan doğrulur,
O an durulur su, parlar bedir, fısıldar dudaklar ilahi kelam...
***
Güzeller güzeli, ey kutlu nebi,
Şimdi vakit müntehaya kalkma vaktidir,
Gümüş suvatlı bir at misali zaman kapıda,
Yıl aya döner bundan geri an be an, ay saate dercolur,
Artık cümle alem sana kevser sunan bakir sakidir...
***
Dürüm dürüm dürülende harem ile aksa arası,
tayyi zaman hümasının kanatlarında bir asır,
ufalır da ufalır...
gah açılır, uzar boyutların arası,
gah asırlar küçülür, serçe kuşu bir gözünün karası,
***
Gökler uzatır dudaklarını yudum yudum aşk ile,
O nurlu alnına bir buse için onun bütün çabası,
Zamanın akrabası, bin kanatlı bir refref...
Bulutlar dantel şu an, yıldızlar simli gergef...
***
Şu Kudüs var ya şehirlerin sahipsiz efendisi,
Kimisi hep burada, uzaklardan sökün etmiş kimisi,
Safların ortasında bir İsa, daha geçenlerde göğe huruç eylemiş,
ve yanı başında iki çınar misali iki peygamber kardeş,
Şu elinde asa tutan firavun saraylarının prensi Mısırlı Musa,
Yanı başındaki kardeş genç Harun'un kendisi,
Adem, Yahya, Zekeriya, İbrahim ve Yusuf...
bilcümle peygamberan, en başta Medine efendisi...
***
Ekber olan O’dur mahlukatın Halık'ı,
Saf saf uzayan salatın her durağı şahittir buna,
İşte şimdi de sücuda kapanan en kutlu topluluk,
Kalplerini yayarak öksüz aksanın toprağında,
Alnında son nebinin zamanların ıslak dudağı,
Her öpüşüp bin bir menzil, her menzilde bin buse,
Alemin yanağından süzülür özet,
Ezeli tarihin flu sayfalarına bir damla daha düşer,
kalemi durur fakir şairin,
dudağı sürçer...
***
Ve cibril, karındaşını almaya gelir,
Altında beyaz burak terkisinde refref i ala,
Başlar huruç...
yürek peşinde onun, beyin düşer bir yana...
İşte birinci kat,
İkinci, üçüncü, dördüncü...
Göklerin kalpleri aşk ile kavuran sınırsız düzlemleri,
O’dur,
O son nebidir duran her katın kapısında,
Birer nurdan ok gibi deler karanlığı onun kara gözleri...
***
ey kutlu oğul, ey saygın kardeş,
Varlığınla şereflenir göğün göbeği şu an,
Yaman seyirir yıldızların ela gözleri,
Heyecanlı yürekleri hoplar kehkeşanların,
Çünkü bir yanda nurlu kapı öbür yanda harlı ateş...
***
Temaşa bir fotonik manzaradır necm ülkesinde,
Sesinde eyvah gövdesinde pişmanlıkla dolanan her mahlukatı,
Atlar ve mekanı yutar refrefi ala,
Zamanı buruşturur incecik bir kağıt gibi masiva atı...
***
Ve son, işte münteha...
Yolun nihayetinde duran nurdan son ağaç,
Kökü hiçlik ülkesinde bir tubadır o,
Dalları dökülür bakire bukleleri gibi kainatın düşüne…
***
cibril için bir meyve tubadan,
resule bir ilahi davet daha sunulur hiçlilikler ülkesinden,
Davudi bir ses bilcümle alemlerin aynında,
“Benim görevim burada biter.” diyen de kim?
Cibril mi yoksa?
Evet, o cibrili emin…
“haydi git ve sen buradan sonra tek başına devam et.”
***
Bu da bir kalem işte,
Cılız, boynu eğri ve anadan aciz,
Cızırtıları duyulanda hemcinslerinin kaderler çıkmazında,
Ağzında bir zebercet tohumuyla çıkagelir,
koar anka zamanı mekanı ulayan vavın üstüne,
Çırpınır dökülemez, dökülür söyleyemez,
Ne ses sestir bundan geri, ne nefes nefes,
Bilmem ki,
Aslında kimse bilmez,
Nasıl anlatılır müntehanın ötesi?
kalem ne der şimdi?
Divit ne işe yarar?
Bizler neciyiz burda?
Nereliyiz bizler? ...
Söz biter bundan geri,
Diller susar, söylemez
***

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 16.6.2013 16:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat