01Karac’oğlan Güzellemesi

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01Karac’oğlan Güzellemesi

1/:
“Karac’oğlan der ki kolu bağlıyım...”
1a/:
Duygusundan dağlıyım ben de karaca gibi
Torosların en cebelinin basma eteğinden
Koyun gözü saplarıyla bağlıyım zirvelere.
Bizim oralar şimdi,
Bıyık donduran ayaz ayazdır
Ama güzelleri beyazdır inadına
Kutupta altı ay oturan kar gibi
Güneş ibrişimi gibidir haspalar...
Biz bilcümle dağlılar
Sereriz de yamacına esrik dorukların
Karanlıkta körkütük sevdalarımızı
Umudu cıgara diye dumanlarız.
Bizler,
Yani hepimiz birer Karac’oğlanız...
Alayımızın kolu bağlıdır kadersizliğe
Bağlıdır babam bağlıdır...
1b/:
Onun için:
“Karac’oğlan der ki kolu bağlıyım
Ciğerciği aşk oduyla dağlıyım
Mamalı’da bir Rıdvan’ın oğluyum
Kaplan postu geydiklerim kal demiş.”
2/:
“Karac’oğlan der ki bu kimin nesi? ”
2a/:
Biz de kızıl fesi kaykık giyeriz karaca gibi
Allarız pullarız iyi seçilelim diye düğünlerde
Püskülünü dipsiz kuyulara sallarız.
Bizim oralar şimdi,
Silme ela gözlü çiğdeme keser
Yani sarışındır saçı amca oğlu dağların
Şakakları ise ala kır küheylandır
Tırıs gibi şimdi
Yani rahvan gibidir doruklar...
Ama karayağızdır bilcümle dağlılar
Kahkûllerimiz ığırlanır başaklı tarlalarda.
Tarlada tırpana düşeriz de on beşimizde
Altmış üçümüzde cephede lorke oynarız.
Bizler
Hepimiz birer Karac’oğlanız...
“İnginden ve yüceden gelir sesimiz.”
Sesimiz babam sesimiz...
2b/:
Ondan sebep:
“Karac’oğlan der ki bu kimin nesi?
İnginden, yüceden geliyor sesi
Eğilmiş pınardan doldurur tası
İçene veriyor bal karmakarış.”
3/:
“Karac’oğlan der ki yiyip içmeden...”
3a/:
On sekizinde geçmeden serden
Adam sayılmayız nazlı dilber uğruna.
Bizim oralar şimdi,
Tarhanayla sarmaş dolaş baldıran sofrasındadır.
Ortadadır ne varsa elde, avuçta
Kara kışta nirvana buhurdanında tandır
Ağustosta asırlık kuru çınarlı çıtak boynuz
Yani kar gibi yoğurt, buz gibi ayrandır.
Biz bilcümle dağlılar
Huş kalasında seferberlik türküsü çığırır
Sefertasında azık taşırız Galiçya siperlerine
Yani kaderin bize arkadaş diye verdiği yere.
Çünkü herkesle ortaklaşa bir baş soğanız.
Bizler
Hepimiz birer Karac’oğlanız
“Geçmeyiz muhannet köprülerden.”
Geçmeyiz babam geçmeyiz...
3b/:
Ondan kelli:
“Karac’oğlan der ki yiyip içmeden
Güzeller usanmaz konup göçmeden
Muhannet’in köprüsünden geçmeden
Düşelim de azgın sele gidelim.”
4/:
“Karac’oğlan der ki konanlar göçmez...”
4a/:
oldum olası biçmez bizim harlı tırpanımız
Tarlaların yeşil kaderlerini.
Bizim oralar şimdi,
O yüzden sarışın ve başak oynaşındadır.
Dereler utangaç utangaç akmada
Uğrun bakmadadır ela gönül köprüleri...
Buğday benizlidir biz dağlılar.
Yazın kış artığı yaylaya çıkarız da
Kışın ala yorgan sarınıp gurbetele ineriz.
Mayanın en hörgüçlüsüne biner
Güzelin en zülfü dolaşanıyla sarmaşırız.
Bizler
Hepimiz birer Karac’oğlanız
Ayrılıkların en cesurunu yaşarız yazgımızda
Yaşarız babam yaşarız...
4b/:
Ondan neden:
“Karac’oğlan der ki konanlar göçmez
Bu ayrılık bizle arasın açmaz
Bir kötü gönlüm var güzelden geçmez
Ne güzele doymaz gözüm var benim.”
5/:
“Karac’oğlan der ki garibim garip...”
5a/:
Serip içi nergis dolu mitilini yıldız altına
Laciverte efelenerek yatar dağlılar.
Bizim oralar şimdi,
Geceler boyu kızıl gözlü eşkıya ateşidir.
Mavzerler çatılır mağaraların yüreklerinde
Döşünün düzünde kurşun eğlenir dağların.
Cümlesi dağlıların
Donanma fişenklik çaprazlanırız.
Kasaturalarımızla keseriz tırnaklarımızı.
Kösele kütüklüklerimiz
Lebaleb intikam ve cinayet doludur.
Kuruludur meydan-ı siyasette bizim için darağaçları.
Halatlar saf kendir lifi ve has zeytinyağıdır.
Yani bir aşk uğruna fermanlıklarız.
Bizler
Hepimiz birer Karac’oğlanız.
Kollarımız yar boynuna dolanır ilk akşamdan
Dolanır babam dolanır...
5b/:
Ondan dolayı:
“Karac’oğlan der ki garibim garip
Garibin halından ne bilsin tabip
Akşamdan soyunup koynuna girip
Boynuna dolanan kollar öğünsün.”
6/:
“Karac’oğlan der ki işin doğrusu...”
6a/:
Uğrusu çifte çatar mavzerini dağların
Doğrusu ise yar diye sarılır alaman çıplağına
Yatar düşlerinde ya da mahpusta
İnce belli bardak içre içtiği çayla.
Bizim oralar şimdi,
Karakeçili ve salkım saçak göç yoludur
Mayalar katar katardır
Yavuklular hüma yavrusu...
İti, kopuğu, uğrusu
Kan davasında kan yağması vardiyasındadır.
Dardadır yani bilcümle dağlılar.
Parmağımızı kerteriz
Uykuya basılmamak için gece nöbetinde.
Kimimiz ise tuz basar yürek yaresine
Bundandır kan uykuyu yitirmişliğimiz.
Bizler
Hepimiz birer Karac’oğlanız
Celali avlarız da sağ böğrümüzde
Sol yanımıza döner eşkıya oluruz yar yoluna
Avlanırız babam avlarız...
6b/:
Onun yüzünden:
“Karac’oğlan der ki işin doğrusu
Gökte melek, yerde hüma yavrusu
Söyleyeyim ben de sözün doğrusu
Soyunup koynuna girmeye geldim.”
7/:
“Karac’oğlan der ki ama ne fayda..”
7a/:
Kayda geçmez Osmaneli kütüklerinde
Güneşin altında doğan bebeleri dağların.
Bizim oralar şimdi,
Kahırlı ve yapayalnız maraba mezarlığıdır
Pamuk pamuk ığırlanır Çukurova
Mayıs mayıs uzar zamanıTorosların.
Ağalar pekmeze banıp bıyık burandır
Kehribar tespih şakırdatandır başucunda hayatın.
Cümlesi dağlıların
Otururluz kıl keçeler üstüne
Hemen her gece yağlı kaykana ziyafeti çekeriz.
Ekeriz ardımızca
Ve her bir pınar başına
İnce sesli bağrıyanık Barak havalarını
Yani ağzı türkü rengi marabalarız.
Bizler
Hepimiz birer Karac’oğlanız.
Beliğini teker teker öreriz de yavuklularımızın
Ağıraksak zamanı çifter çifter atlarız
Atlarız babam atlarız...
7b/:
Ondan ötürü:
“Karac’oğlan der ki ama ne fayda
Irabet kalmadı yoksula bayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
On’ki ayın birisinde gidelim...”
8/:
“Karac’oğlan der ki n’olup n’olmadan...”
8a/:
Hapsolmadan dürmez dağlılar tekmil
Namus uğruna, değişken ömürlerini.
Bizim oralar şimdi,
Ya asker sülüsü kaçkınıdır şubede
Ya da kanlısını doğrayan Haydar.
Cüssemiz maya potuğunca
Söz namusa yan bakmaksa
Yüreğimiz kesilir Toroslar kadar.
Biz dağlılar
Ölümüne ve inadına severiz sevdi mi.
Ölümse kapımızı çalanda sessizce
İbrahimleyin kurbanız Sina çölünde.
Kan gölünde yüzeriz de
Kırmızıdan kestirmeyiz urbalarımızı.
Yani kaderi tam topuğundan vuranlarız.
Bizler
Hepimiz birer Karac’oğlanız.
Uğruna ölürüz inanmışsak
Ve vurulmuşsak pınar başında uğrun bir göze
Ölürüz ulan ölürüz...
8b/:
İşte onun aşkına:
“Karac’oğlan der ki n’olup n’olmadan
Dost ağlayıp düşman bize gülmeden
Biri ölüp biri ile kalmadan
Ölecekse her ikimiz ölmeli...”

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 7.3.2006 15:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat