I/:
Geceydi...
Hücre dağlarda şafak sivriliğinde ipinceydi
Ve ateş ortasındaki bir akrebin öfkesinceydi
Yani öfkesi derin bir geceydi
Ve siyah bir mıknatıs gibi kepkeskinceydi
Korkunun avucundaydı ecelin eşiğinde yufka ruhlar
Soğuk ve acılı ölüm bile soluklanmaya durmuştu
Mahkum bu gece bir başka sevimliceydi
Dua doğurmadaydı tesbihleyin saatler
Kısır karanlıklar ışık sağmada avuçlarına
Körelmişti antik lambaları ruhların
Ateşlenmeye hazır umudun beziri eksikti belki
Karanlık, kör bir kuyu gibi depderinceydi
Yani derin bir geceydi
Bu gece derinlikler bile sipsivriceydi.
II/:
Geceydi...
Duygular, avuç avuçtu deryasında hücrenin
Ameller püfür püfür savanı yüklenmişti
Beynin celladı, umarsız uyku
En muhkem yerlerinden örselenmekteydi
Doğrusu bir adam rüyalarında sevişmedeydi
Uzaktaki sevgiliyle yan yana bir geceydi
Derince sivriliyordu iniltisi mahkumun
Ancak yokluğu biliyordu yalnızlığını
Onunla birlikte anlamını onsuzluğun
ve yarınların koynunda yarınsızlığın
Umuda uzanan eli mahkumun çaresizceydi
Dönüyordu tekeri teslim olan cinnetinin
Çangıl çangıl yoldaydı ölüm uzak ormanlarda
Zindanda ise yalnız bir ağaç gibi kuru
Ve tek başına öksüz ve garipçeydi
Üstelik azıksız ve ışıksızdı mistik yolculuk
Can kervanı bu gece pek acemiceydi
Yani acemi bir geceydi
Ama bu gece gerilen her perde ipinceydi.
III/:
Geceydi...
Taş döşemeyi yalıyordu paslı zincirler
Gardiyanlar bir karabasan gibi perde perdeydi
Sirkeye banıyorlardı zarif incir fidanını
Saatler habire yontuyordu karanlığı bıçak bıçak
Ay kanlıydı, yıldız yarıktı orta yerinden
Gökyüzü kırk bir sayfalı bir bilmeceydi
Adalet bile bu gece kurdadamdı çizgi romanlarda
Her karesi mengene ağzında ve çok zalimceydi
Yani zalim bir geceydi
Gece dediğin aslında iki heceydi.
IV/:
Son arzusuydu karelere sıkışmış mahkumun
Memleketleyin boz bulanık bir türkü çığırmak
Oysa, koyun gözü bozlaklar bile bu gece
Usul ve içten 'Angara'da yedim! ' deyince
Veya 'Bir of çeksem' inceden ince
Ve haince bir pusunun ışığa açılan karanlıklığı
Yani hançereye oturan bin bir katlı yağlı urgan
Doğrusu bu gece türküler bile pek halsizceydi
Yani halsiz bir geceydi
V/:
Ölüm denilen kış ayı sımsıcaktı bu saatlerde
Yaşamsa ne kadar ıraktı dar bir geçitteki cana
Çangıl çangıl ilerleyen katar, kuşatmada haramilerce
Yani kuşatılmış bir geceydi
Adaletin uygulandığı bu gece, ne kadar zalimceydi
Son arzusuydu sonunu son kez yaşayan mahkumun
Memleketleyin ilk bahar selleri gibi türkü çığırmak
Ama sonsuza hicret her zaman olduğu gibi pek sessizceydi
Yoktu mugayir olan hengame içindeki hayata dair
Bütün her şey mahkumun kaderinceydi
Yani kara kader gibi bir geceydi
Bu gece uzun bir bilmeceydi.
Kayıt Tarihi : 8.3.2006 16:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Yozgat](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/03/08/01idamlik-son-gecede.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!