1/:
Sevdama taş atan,
Muhalif beynime karşı...
Şaha kalkıyor döşümden hırsla
Zaptedemediğim duygulu aslan.
***
Bağdaş kurup bağrıma kıvrım kıvrım,
Organik kerpetenlerle sıkıp burnumu,
Bunaltıyor beni bir azgın yılan.
Aslında beyin ve duygunun dansıdır,
Beni tutup tutup çalan kozmik anaforlara.
Ve o yılanlar ki,
Dolanıp takvimlerdeki ücra düne
Tısım tısım tıslayan sevdakar yarınlarıma...
***
Duygularım bütün gücüyle haykırmada:
“Taş atma afacan beynim,
Taş atma yeni sevdalarıma...”
2/:
Akıp gidende yıllar trenin penceresinden geri,
Mahzun koyunlar temsili bir bir çitten atlayan,
Ardarda ve teslimen koça.
Ardımda kalansa
Uzun ve sitemkâr hayat sayın ki.
Bayat anılarım bileğime dolanmada
Bir paslı pranga gibi...
***
Beyin ve duygunun savaşıdır bu alışkanlık.
Cepheleri iç harbe döndüren cühela bir şaşkınlık ya da.
Bir alışkanlık olmuşsa ışığaı yağız dona boyamak,
Paslı prangadan takılar benimsenen her bileğe,
Dileğe “Amin” demeyense Celalidir dağlarda...
Mahzun koyunlar misali kesilir kasaplara
Ağır aksak akıp giden
Ve bildiğini işleyen yıllar.
Acılı anılar, zehirli hatıralar,
Gül ekmez yarınlarıma...
***
Duygularım bütün gücüyle haykırmada:
“Taş atma afacan beynim,
Taş atma yeni sevdalarıma...”
Kayıt Tarihi : 12.3.2006 17:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!