1/:
Sürgün oldum içime dilber...
***
O dağ diplerinden fışkıran insan benim,
O ki yırtan ufuklara gerili ipekten gipürleri,
O “osurup avucuna”
Burnuna tutan benim,
Ama şimdi böyleyim,
Sürgünüm işte içime dilber...
Say ki ölüme yenilmedeyim.
2/:
Sürgün oldum içime dilber...
***
Ölüme sülusum bir gecede, ay ışığında verildi,
Ne seçebildim fermanımı damğalayan eli,
Ne tanıyabildim kâbuslarımın Eroltaş’ını,
Ver elini ulan metropol sonra,
Ver elini yüreği metal sevgili...
O “osurup avucuna”
Burnuna tutan benim,
Ama şimdi böyleyim,
Sürgünüm işte içime dilber...
Say ki ölüme yenilmedeyim.
3/:
Sürgünüm şimdi içime dilber...
***
Virajlı duyguların puslu güzergâhında avım,
Sağlam bastığım yerde bile savruluyor haziran,
Ölüme hemşehri oluyor çocukluk arkadaşın,
Bengihayat an be an akıyor düzensiz gözlerimden,
İbisler göçüyor firavun sidiği Nil’in koyaklarından,
Yeniçerilerim tırsmış kederlerinden bozgun cephelerde,
Paslı kamalarla doğranmadayım,
Rüyalarım ölgün,
Söngün hayâllerim,
Yalnızca hatıralarıma dayanmadayım...
4/:
Sürgünüm şimdi içime dilber...
Say ki ölüme uyanmadayım.
Kayıt Tarihi : 5.4.2006 13:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!