01 Sokağın Kızı Tennimey’e Destan

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01 Sokağın Kızı Tennimey’e Destan

1/:
İncecik ve bir yağmur sonrası,
İzanım dururdu sokak başında,
Ben esiri olurdum elâlarının...
Ey Tennimey...
Alnımdaki çıkmaz sokağın kızı...
***
Yorulurdu nisan olup sürdüğüm küheylanlar,
Hafakanlar beynimde, yüreğimde ala yılanlar...
İlkbaharım olurdu her yağmur ardından o sokağın kızı.
Hızı, aşktan da beri...
Sonun başlangıcıydı fakire bu an, bilirdim,
Nisan kuşu ötüşlüydü yüreği onun zira...
Erken doğardı aynına ateş ve kavuniçi güneşli sabahları
Akşamları, elini kınalardı aşkın ekavatorundan
Teriyle karıp gül kokulu harcını Sinan kemerlerinin
Güneşe pırıltılı destanlar örerdi ilkbaharlarda,
ucuna tuğ olurdu cengaver temrenlerinin,
Ve bir lahuti "Huğ! " dudaklarında...
***
Ay macup,
Kız dingin bir çıkmaz sokak günahının ardından,
Göğsıra bakan bulutları delirtince uslanırdı saçları,
Uçları damla damla iznsız ter damlaları,
Dağları uça uça
Stepleri basa basa öpülür kundak.
Apak bir öfkenin anarşist örgüleri Che Che çözülür
Testereler doğrardı terkisini tayların.
Ve dudakları dürülürdü istasyon akşamlarının,
Çıkmaz sokaklar bir daha garkolurdu Hispanik sevdalara,
Amansız kayalara bindirirdi Dragut kalyonları....
***
Sonra durur du tarih,
O da durur du o da...
Ufuklara garkolan grup güneşi gibi
O da oda ayrılırdı günahlar cins cinse,
Görüntüsü vururdu nedense döşünden yükselen Tienşan’lara.
İzanı donar ve dururdu sokak başında tayların
Ben esiri olurdum onun ıslak elâlarının...
Belalarının üstesinden gelmek de kimin haddi?
İZira ikbaharım olurdu her ıslak günahımın ardından o sokağın kızı
Bir yıldızı ttar ve bağlardı püsküllerine
Beynimde açılan yabani kafeslerin kapanırdı gözleri o an
Ütopik aslanın ruhu -köleliği bile reddeden-
Kelepçenin teslim olup tenine yeleleri yolunmuş...
Sevdager savaşımı kemirip orta yerinden
Yok edip zaferlerin bilcümle olasılığını
Erken doğururdu lacivert hilâli yaz akşamları.
Bir de ıslak günahımın ardından o sokağın kızı...
2/:
Sulu sepken ve bir yağmur sonrası,
Kanım donar ve dururdu sokak başında,
Ben esiri olurdum elâlarının...
Ey Tennimey...
Alnımdaki çıkmaz sokağın kızı...
***
Ama...
Kaldırım başında tırnağını kemirirdi bir kıskanç lama
Bahçevanım gül dererdi susuz çöl coğrafyasında,
Arkasında organik dişli testeresi dururdu anın.
İzanım dururdu benimse sokak başında
Ben esiri olurdum elâlarının...
***
Her dağda bir Ferhat-ı külünkdar,
İlkbaharım olurdu her Kerem etkinliğin ardından o sokağın kızı.
Çınarlar dökende yaprağını sonbaharın eteğine,
Terlerdi dağları kucaklayan eylülün gümüş sapı
Yazılırdı metalleri eriten bileklerin intihar şiirleri
Öfkeli fırınların alevleri boşanırdı kanıma
Estirirdi etekleri Everest’i bir daha ha bir daha
Tuvalini boyardı gözlerinin açık ela renginden.
Kasten unutulmuş bir hudut köyünün hızı
Kasvet ören geçmişini bir çırpıda getirip
Çakardı varoşuna can çeken kanlı kahpe metropolün,
Ve o sokağın kızı...
***
Bastırdığım izanım dururdu sokak başında,
Ben esiri olurdum elâlarının...
İlkbaharım olurdu her Şirin aralığında sokağın kızı
Lakin her ne olsa da kafasında komşunun
Erken doğardı anasından karalı alınyazısı...
***
Sulu sepken ve bir yağmur sonrası,
Kanım dondu ve durdu zamanın en başında,
Ben kurbanı oldum elâlarının hey! ...
Ey Tennimey...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 23.3.2006 14:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat