1/:
Dağları severdi Dilaver,
Kınalı ellerini düşlerine sürerdi,
Siper edip hayallerini,
Uzun bir zaman kederine bakardı.
Ya da dağlara türkü yakardı.
Ne zaman alnına bir gölge düşse,
Her gündönümünde,
Hani her günün ikindisinde olur ya,
Bilirdim ki ufuklar el sallamada.
Yurdunda bıraktığı nazlısı ağlamada.
2/:
Kızları severdi Dilaver...
Deli taylar gibi sürerdi on sekizin üstüne,
Ne zaman zillerini
Takınıp çıksa köçekler devranına
Salt kalçaya keserdi.
Sallardı yaşamı gibi püsküllerini,
Ya da kazandığı namı düşlerdi.
Ve Dilaver
İbrişimden yelek giyer
Lezzetli yemekler yerdi.
Saçları lüle lüle gülerdi.
Uzun uzun taranırdı sihirli bir aynanın karşısına geçip.
Ya da yitirdiği yüreğini aranırdı.
Umuttan asla umut kesmezdi,
Demir taraklarla taransa da etleri,
O teselliyi bulurdu sonunda.
An be an yaşardı hüznü ve sevdayı...
3/:
İşte böyle biriydi Dilaver,
Domuz gibi iştahlıydı,
Zamanını çoğunu dişleriyle gevelerdi.
Rahmine girerdi kalan zamanda,
Bir uzun düşüncenin.
Veledizina fikirler çelerdi aklını.
Düşerdi yurdu aklına.
Ben bir yana düşerdim.
Düşlerimiz bir başka yana.
Kimyanın en olmadık bir buğusunda,
Naylon hatıralar damıtırdı.
Sahte galerilerine göz atardı başka yaşamların.
Düşer kalırdı bazen diz üstü,
Ardından boşalan ellerine bakardı...
Kayıt Tarihi : 2.4.2006 17:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!