1/:
Ağıtlar kök salardı,
Can kayardı ya zamanların acımasız devasa ellerinde,
Bozlaklar yekinir de musalla nisanında,
O cananın yüreğinin bozkırlarında ah/vah ederek,
Ham meyveyi koparırlardı ya bağrından kıraç bağların,
İşte öyle bir hatıra kalırdı bana unuttuğum arkamda,
Sana da ışıklı bir tacın altına sığınmak düşerdi,
Sen de sevseydin eğer Macide,
Her acı dilim dillim barak olurdu,
Ardından ağladığımda aşkın cesedi,
Ve korugan yıllarımın tüm an ve anıları.
Bil ki Macide…
Azra, asla alamazdı seven canları…
2/:
Dedi ya garip şiir adamı:
Her acı dilim dillim barak olurdu,
Hayata revan olurdu turnaların peşinde bir savaşçı,
O an 'ciğer yanar kebap' olurdu.
Ardımızdan çağırıp bizi adımız ilen,
Beyitler birer engizisyon satırı olurdu da hep birden,
Şahsına yargıçlara akraba sayılmak kader olurdu,
O an bahtıma benim,
Hissiyatım zalim cellat olurdu.
Ah Macide,
Azra da kim; asla, alamazdı seven canları…
Arkada kalanları anımsamak ruha acı olurdu.
Doğranırdı musallanın düzüne görenek,
Yutardı bir ejder ananeye ipotekli tutsak zamanları…
***
Kayıt Tarihi : 6.2.2011 11:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!