01 Küskün müsün Ağca Gelin?

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01 Küskün müsün Ağca Gelin?

1/:
Neden yol almıyor derya cebellerinde aşk sefinemiz,
Biliriz de söyleyemeyiz...
“Küskün müsün ağca gelin? ”
***
Delinmiş midir sancak küpeştesi beynimizin?
Yani biz de biliriz de her türküyü, söyleyemeyiz...
Yüreğimiz dayanmaz aynamızdaki suretler geçidine,
Belki de bu bir halüsinasyondur sirenler diyarında,
Ama zamanımız kısa,
Haydi davran bre aksi barbarossa!
Su alıyorsa kalyonlar, korsanların suyu ısınmış sayılır,
Deryada su ölümün diğer adıdır sol cenahtan bakınca,
Sancak cenahındansa yaşamın ta kendisi.
Koskoca bir armada çırpınır uğraşlarda sırf aşık olmamak için karaya,
Yürektir bu nihayeti, ummanın kırmızı renge batanının adı sayılır,
Yayılır kalabalık kızılca sulara sırlı bir suskunluk,
“Küskün müsün ağca gelin? ”
Biliriz de saklanan o sırrı, söyleyemeyiz...
Külhani dalgaların kıyıcığında ilişik gül damlaları yüzer,
Bir ben binerim sular şahına,
Dönerken med-dü cezir merkeze, piyade yüreğim biner.
Biliriz ki bir sevdanın su lisanındaki ifadesidir denizde yakamoz,
Bu nedenle ay her gece ıslak pencereler altına çömelir,
Seranaddır dalgaların gümüş ışığı altında oynaşması.
Bir ezik yürek kendini tahliye eder mavi filikalara,
Haydi davran bre aksi barbarossa!
Çünküzamanımız çok kısa...
2/:
Neden yol almıyor derya cebellerinde sevda sefinemiz,
Biliriz de seyrüsefer şiirlerini, söyleyemeyiz...
Bir ezik yürek kendini tahliye eder merhamet filikalarına,
Lacivert karanlığın özüne iner.
Yapayalnızlık denizin kendi kendine yetmesinin ifadesi değildir,
Ve de ürkeklik yakışmaz yalnız enginlerin afili korsanına,
Yani bana da bakarsın yelken direğine asılmak düşer.
Susar zamanın konuşkan dili,
“Küskün müsün ağca gelin? ”
Kara bir pelerin bürünür mahremiyetine deniz,
Aslında geceler mavi ile lacivertin sevişmesidir.
Sanki üstümüzde yıldız tarlası uzanır aşkın eşref saatinde,
Bir ben binerim dalgalar şahına,
Dönerken meddü cezir merkeze, yalbırdak yüreğim biner.
Ufuklardan doğrulur ossaat ırgat sular,
Ellerinde gümüşi orak dalgalarıyla.
Bir ezik yürek kendini tahliye eder serin filikalara,
Yani zamanımız pek kısa,
Haydi davran bre aksi barbarossa!
3/:
Neden yol almıyor derya cebellerinde intikam sefinemiz,
Biliriz de söyleyemeyiz...
Çaresiz bir su vurgunudur filikadaki her yalnız levent,
Ve sırılsıklam bir yürek taşır aşkının sahilinde,
Ancak terkedilmişliğin çorak hali teninde çatlaktır,
Gönüldür bu ancak gönüllüyse ayrılır sakin limandan,
Soğuk suların ısısı ancak gece yükselir,
De hele “Küskün müsün ağca gelin? ”
Bir ezik yürek kendini tahliye eder mavi filikalara,
Biz bilmeyiz hangi limanlar vizesiz kabul eder aşıkadamı,
Sularsa kaç selsiyusta pişirir ham sevdaları?
Üstümüzde bulut varsa ne yazar denizlerde,
Dualara, yağmur yağmaması üzerine durulur dalga diyarında,
İzinsiz uçuşan martıları korsan avcılar gözler bulut gölgelerinde,
Ey yalnız leventler bakmayın mutedil maviliğine,
Aslında kınalı bir kekliktir ve seker delişmen deniz,
Yüreklerin kırmızı limanları arasında,
Bir gider, bir gelir...
Ama yine de zamanımız çok kısa,
Haydi davran bre aksi barbarossa!
Sıra sendedir.
Bir ezik yürek kendini tahliye eder eski filikalara...
Geride mor zülüflü türküler kalır:
“Küskün müsün ağca gelin? ”
Biz de o türküleri biliriz de söyleyemeyiz...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 29.7.2006 07:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat