1/:
Haydi artık çık,
Devranın devetüyü karelerinden ve sisli suretlerin,
Ey aslan yeli rüzgarları saçlarının gönderine bağlayan dilber,
Yakamozlar yurdu yüreğimi okşasın sevda tüylü kadifeden ellerin...
***
Harlı bir zaman ağzıdır şimdi aşk,
Hatta an be an heyula köprüler kurmadır anılara.
Hatıraların meyvesi ise hamdır ilk yazın yürek bahçesinde.
Turunçların suretleri turuncuya kesse de,
Burulur bir hoş dil,
Damak yanar...
Kanar içten içe kalp cidarı en onulmaz zamanda,
Oysa hazirandır şimdi zamana vurulan işveli damga,
Haydi dilber artık çık bana ya da yabana...
2/:
Durmasana sütunların gri gölgesinde ey Leyli haydi çık artık,
Devetüyü de bir renktir neticede mecazi manasında.
Yaşamın yüz bin kenarlı karelerinden yansır hendeseye,
Şaşkın suretlerin ele verdiği hisler aynanın yanağına damlar,
Ki aşk muhafızları ibisler de devetüyüdür hakiki manasınca.
Çünkü bir karakurum çölü taşır hüzün,
Kırk bin sevda harami hecinlerinin tümsekli sağrısında,
Ağır aksak ve Leylim ley!
Gümrah ilkbaharların aydınlık aylarına.
***
Ey haylaz rüzgarları saçlarına bağlayan dilber,
Rakkastır şimdi kararsızlık harlı ateş eşiğinde,
Sallanır bir ileri, bir geri belkinin beyni,
Ağır oynak ve Leylim ley!
Hey be hey!
Dedim ya ateşli bir zaman ağzıdır şimdi aşk,
Ol nedenle kavurur zemheride bile derunundakileri...
***
Bir kıllı bilek yoğurur ham demirleri yürek örsünün berk zemininde,
Büker büker de sevdasız öfkeleri bukağı döker.
Tasma da, tutsaklıktır hakiki manasınca,
Aşk ikliminde ise,
Mecazıdır sevda dallarında arzu yeşili meyvelere durmanın.
Kanatları siftinmiş kuşlar misali ayrı uzaklıklarda avunmanın ya da,
Sevinin sonu belki de göç katarından kopmaktır turkuvaz aşklar aleminde,
Ya da soyunmadır bulutların altında safran sarısı safralarından.
Ağustosta büzütmek, ocakta göğünmektir,
Hatta bile bile ateşine yanmaktır cehennemde sevişmelerin.
Ki geride ne is kalır,
Ne de kül rengi hatıralar.
Karakurumun her bir cihetine gün dönümünde gecikmiş ölüm gelir,
Bir haller olur kader harici yaşanacak kare içlerine,
Bizimse bu yanımızı bir Orhun obeliksi süsler,
Ağır ayyar ve Leylim ley!
Kitabenin arka yüzünü dolduran esrimeler,
Yakar yeşile ve kadim aşklara dair ne varsa yanda yörede,
Bilse de,
Bilmese de,
Masala yuva yapar kaknüs kuşları...
Uçuşları lahuti bir eflatun sis olur,
Ezelidir onların sevda üzerine kuluçka yatışları...
1/:
Haydi çıkma artık ey bahtsız simurgumun balası,
Eri ve üfrül devetüyü karelerinde flu suretlerin,
Yalnız kalbimden bin bir yıl aralanarak ve Leylim ley!
Ey rüzgarları saçlarına bağlayan dilber,
Çözülsün yorgun yüreğimin rıhtımından ellerin...
Kayıt Tarihi : 19.6.2006 13:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Yozgat](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/06/19/01-harli-zaman-agzidir-ask.jpg)
Gerçekten güzel bir şiir...:))
Kutlarım şairini
TÜM YORUMLAR (2)