1/:
Yürek de merak eder,
Yüreği taşıyan döş de…
Hiç yok mudur zamana akraba olan aranızda?
Kendine karşı yaşamlar neden alaimisemada;
Bulunmaz mı ha, son oyunda bir ebe daha?
Orasında, burasında adam artığı aramak boş iş,
Kendi kendine kurulan mekansız saklambaç oyununun…
Yine de sobeleme vakti ha geldi, ha gelecek hayatı!
Ama beklemek lazım, bir aralık daha zamanda,
Zira mutlaka esecektir biliriz,
Atak oyuncunun çıngılı gözlerine ateşin yiğitliği…
***
Ey yüreğim,
Sen, ne beni,
Ve ne de Adem'i anlamazsın ki bu hikayede.
Varla yok arasında gidip gelen hayal kervanı yoldaysa,
Cennetin renklerine doğru uçuşan kın kanatlı bir kelebek,
Ve bir de aşkı yüklenmiş en deli rüzgar…
Yolunun üzerinde en sevdiğin kavramların naaşı,
Sana ıssızca ağlamayı da öğretecektir,
Dağlanmayı da en sevinçli anında bir kervancıbaşı.
2/:
Ben bilmem,
Ne varsa Adem'im bilir!
Çoğu zaman senli, benlidir eşyanın cilveleşmesi,
Duyguların inşa edildiği sahipsiz araziler ise engebelidir.
Ve bir de aşkı yüklenmiş en deli rüzgar ha esti, ha esecek…
Son katarda benden bir, senden bir parça…
Benim yüreğim, seninse gözlerin belki,
Niye ki, bir ruhban habire tekellümde:
'Boş yollara doğru bakmakla ulaşılmaz şahmaranın yurduna,'
Bunu ben bilmem,
Ne varsa alemde Adem'im bilir!
Issız yolların vahşi kurduna deve dayanmaz,
Toynağı aşınır yorgun mayaların,
Kılavuzlar bakakalır çarnaçar!
Cengaverlerin erir yağmur altında cengaşkı,
Ayağına diken batan deveci, alır başını kaçar.
***
Ey yüreğim,
Sen, ne beni,
Ve ne de Adem'imi anlamazsın ki oysa.
Şimdilerde varla yok arası hayal kervanı yoldaysa,
'Bizim' dediğimiz her yerde belki de kimsemiz yoktur,
Ve sen ve ben ve o şu vadilerde saklanan çıngırak sesi,
Herkesin hevesi bir an önce can atmak o diyara,
İster ki adam, o uzak sevdanın kenarında sessizce durup,
Sarışın binlerce gözün üstümüze ağışı gibi,
Kaçak ya da kaçamak halleşmeler aralığında,
Olabilir miyiz silahsız bir kahraman?
Ben bilmem ki, aşınmış ya cengaşkım,
Ne varsa Adem'im bilir!
***
Yürek de merak eder,
Çölde üste yük olan yüreği taşıyan döş de…
Kimdir helecanlı kalplerin en ücra diplerindeki tutsak?
Kimse kim, size ne ey yol kenarı bekleşenleri!
Biliniz ki, zaman geçmez alacalı ücrada,
Isınmaz su, ayazlı gecelerin yoksul ocaklarında,
İşte böyle durumlarda hal, biçare kalır,
Ben avare kalırım ve bilmem,
Ne varsa Adem'im bilir!
Ancak helecanlı kalplerin en ücra diplerinde tutsak olarak,
Resimlerini yaptığım her manzara bana minnettar olur.
Ben, uzaklara dalan binlerce göz olurum,
Adem'im bilir her bir şeyi de,
Belki bir bilen de ben olurum…
***
Kayıt Tarihi : 28.2.2011 15:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!