(siyah paltomun ceplerinde biriktirdiğim onca yaşama yorgunluğuyla sığındım geçmişe // ve yaşam tapıncına inisiye turuncu fistanlı insanların arasından hızla geçip gittim gökkuşağı altından... // hızla yitip gittim vakitsiz bir beas coğrafyasında... / hızla! ../ niyabet konseyinin ve asperger sendromlu allahın bakışlarından sakınarak kara kuru, çelimsiz gövdemi.../ yetersiz bir olgunluk benimkisi.../ bilirim.../ ama yine de sarınırım siyaha! ..// eyy zardéşt; kurudu mu cennetteki o ağaç? / kısa kılıçlı mağrur savaşçılar; vakit güz müdür hakikaten? ..)
ey yağmur;
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem