(seni beklemek; ölmek ile olmak arasında bağır-çağır, bütün bir ömrün sığdığı iki nokta ve durmadan yenilenen berh û dar ile bir gönül kapısı önünde... / seni beklemek, ki ''Yükseltilmiş göğ, kaynatılmış bahr âşkına, sabırla bu cidâl yerinde... / gâhı namazından gafil sarhoş, gahı cennetü'l-me'vâ'nın yanında ser-î hoş / ve yokluğunla da bir hayli tammat içinde, / âşk ile lânetlenmiş şehirlerin uzak ve yoksul banliyölerin karanlığına düşen siluetinden, meskûn mahâllerin herkesten gizlediği zina veledlerine kol kanat geren şehir efsanelerine kadar.../ beklemek seni.../ velev ki şehrin içinde at koşturan bir koçeroyum./ geceden sabaha, yüzünün atlasında tutuşan mazinin hüveyda kıldığı izleri ve şarkın görkemiyle salınan teşrin-i evvel çiçeklerini topluyorum./ seninle aynı göğ altında soluk alarak ve görerek gözlerinin içinde bidayet’i ve nihayeti…/ seni beklemek; / ki bir kavmin derdini taşıyan mistik ezgiler ve ber-dâr edilmiş bi mezopotamya tutuşurken bir külhan hûtâme’de, biz ölüme gidenler hûşû ile selâmlıyoruz seni; / biz ki, masalları ile müsemma şehr'in ortasındaki flavium'da, ölümle bitecek kanlı bir dövüşte, / biz ki kızıl kumlara çıkan suskun gladyatörler; selâmlarız iki dudağının arasındaki arenayı her ölüşte! ../ öyle beklemek işte seni; akıldan, fikirden soyunarak.../ kolay mıdır sağ çıkmak bu masaff içinden, / bilemezsin, sana tutunamamanın nasıl çoğalttığını içimdeki cesetleri, çoğaltığı korkuyu; bilemezsin.../ korkular, giderek işlenir ışığın fitiline ve adı âşk söylenen kâdim mabedlere / ben ise seslenemem dâhi, yaşadığın 'beyt-i ma'mûr denen o mukaddes semte.../ hani beklemek çıldırasıya, geberir gibi yani, çıldırasıya beklemek seni.../ gül tenindeki esmer coğrafyada; ölü ve esmer ve öksüz ve gülüş yitiren çocuklara söylenen ninnilerin yumuşaklığıyla, / bekler gibi beklemek.../ bütün inançlardan münezzeh rüzgârlar kadar müsterih; / beklemek seni; /
geceye, gündüze, yedi yöne, dört iklime meydan okuyarak! ..)
Aşkımızı gizledik illegal yarasına “tayf”ın
Yasaktı şiirlerimize domuran bu sevda.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,