(o meshûr ülkede kapkara bi taş varmış; / ki esved-î bir kehribar... / ve fakat o taş nerdedir, nasıldır, filhakika var mıdır, yoksa yalnızca bir söylence olup, aslında yok mudur; kimse bilmezmiş.../ rivayete göre, taşın bulunduğu şehrin sokaklarını arşınlayanlar, eğer (hasb el kader) bu taşa basarlarsa bi daha hiç kopamazlarmış bu kentten ya da (velev ki giderlerse de) ne yapar, ne eder tekrar buraya geri gelirlermiş... / aslında, bu şehre gelen her kes bu büyülü hacer’in peşindeymiş; / / ve bu taşa, yaşlı destancılar, dengbejler, trubadorlar 'âşk' derlermiş...)
Acılarını türküleyip kendini yağ,
Yağmuruna hasret, çöl oluyorum...
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,