(bu yalnızlık, bu kayboluş ve her akşam kızıla boyanması şehrin; dudaklarımıza hep bardağın kırık tarafının denk gelmesindendir.../ ve nektarını içtiğimiz aşkın, siyahlar giyerek saklandığımız leyl içinde, bir serçe gibi ürkek ve tedirgin yüzümüzü hep sobelemesindendir...// kayboldukça “ebe” olduğumuz bir hayat... / ne garip! ..// o hâlde, hangi müntehir şairle paylaşmalı izimizi? ..)
bir melek müjdesi uçurursun
gökyüzüne
içinin cam kulelerinden.