(bu yalnızlık, bu kayboluş ve her akşam kızıla boyanması şehrin; dudaklarımıza hep bardağın kırık tarafının denk gelmesindendir.../ ve nektarını içtiğimiz aşkın, siyahlar giyerek saklandığımız leyl içinde, bir serçe gibi ürkek ve tedirgin yüzümüzü hep sobelemesindendir...// kayboldukça “ebe” olduğumuz bir hayat... / ne garip! ..// o hâlde, hangi müntehir şairle paylaşmalı izimizi? ..)
bir melek müjdesi uçurursun
gökyüzüne
içinin cam kulelerinden.
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi